17. Hukuk Dairesi 2013/3305 E. , 2014/3294 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/12/2012
NUMARASI : 2010/365-2012/609
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı B.. A.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni/sürücüsü ve trafik (ZMSS) sigortacısı olduğu aracın kusurlu şekilde davacıya çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, ıslahla birlikte toplam 15.275,07 TL. geçici ve sürekli maluliyet, 100,00 TL. tedavi giderine ilişkin maddi tazminatın her iki davalıdan, 30.000,00 TL. manevi tazminatın ise davalı Barış"tan faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, ıslah edilen geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kabulüne, tedavi giderine yönelik talebin reddine, manevi tazminat talebinin ise 10.000,00 TL. yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı B.. A.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı B.. A.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir.
Dava konusu olay nedeniyle düzenlenen 30.9.2010 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı"nda davalı sürücünün olayda tam kusurlu olduğu belirtilmiştir. Yargılama sırasında yapılan keşif sonucu alınan 14.3.2011 tarihli bilirkişi raporunda davalı tarafın %75 oranında kusurlu olduğu, itiraz üzerine alınan 25.7.2012 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda ise davalı yanın olayda tam kusurlu olduğu belirtilmiş olup, buna göre bilirkişi raporları arasında kusur oranları yönünden çelişki meydana geldiği açık olduğu gibi mahkemece 27.9.2012 tarihli oturumda 30.9.2010 tarihli rapordaki kusur oranı benimsenmesine karşın hükümde davalı yanın tam kusurlu kabul edilerek hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece, dosyanın kusur uzmanı yeni bir bilirkişi kuruluna tevdii ile olaya ilişkin olarak düzenlenen tutanak, keşif sırasında ve sonradan dinlenen tanık beyanları ve önceki bilirkişi raporları birlikte irdelenerek, oluş şekline göre davalı sürücü ile davacının olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-)Bozma neden ve şekline göre, davalı B.. A.. vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı B.. A.. vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı B.. A.."a geri verilmesine 10.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.