17. Hukuk Dairesi 2016/5772 E. , 2019/1554 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 19/11/2010 tarihinde davalı ... şirketince zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalanmış olan aracın kusuru sonucu gerekleşen kazada müvekkillerinden Serpil"in eşi diğer müvekkilleri ..."in babası olan ..."in vefaat ettiğini, kaza sonrası kuruma yapılan başvuru neticesinde müvekkili Serpil"e 26.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, ancak eksik hesaplanan tazminat miktarının yetersiz olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile her bir müvekkili için 1.000,00"er TL maddi tazminatın dava tarihi itibari ile yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili şirketin usul ve yasaya uygun, kusur oranıda dikkate alınarak hesaplanan ve sigorta limiti ile sınırlı destekten yoksun kalma tazminatını davacılara ödediğini, müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirmiş olması nedeniyle davanın esastan reddini, mahkemece ek ödemeye karar verilmesi halinde müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin mahsup edilmesini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğinden dava tarihi itibariyle yasal faize karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacıların davasının kısmen kabulü ile davacı eş Serpil ... için 6.060,55 TL, davacı ... ... için 296,71 TL, davacı ... ... için 570,85 TL toplam 6.928.11 TL tazminatın davalı ... şirketinden (sigorta teminat limiti ile sınırlı olmak kaydı ile) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacılara verilmesine, davacı ... ... ve ..."in fazlaya ilişkin taleblerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava davacılar murisinin ölümü nedeni ile Borçlar Kanunu"nun 45. maddesi (6098 sayılı BK m. 53) gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Haksız fiil niteliğindeki trafik kazası nedeniyle sigortacı, K.T.K ve ilgili mevzuat gereği sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin ancak gerçek zararı tazmine mecburdur. Bunun yanında işletenin, Karayolları Trafik Kanunu"nun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluğunun karşılanması sağlamak üzere 91. maddesinde mali sorumluluk sigortası yaptırılması öngörülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir.
Somut olayda ... Cumhuriyet Başsavcılığı dosyasında mevcut bilirkişi raporları ve mahkemece alınan ... Trafik İhtisas Dairesi raporunda davalı ... şirketine trafik sigortalı araç sürücüsünün olayda kusuru olmadığı, muris (destek) yaya ...’in ise %100 kusurlu olduğu belirlenmiştir. Yukarıda açıklanan ilkelere göre sigorta şirketinin gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu olması karşısında, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 14/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.