22. Hukuk Dairesi 2015/13888 E. , 2015/18070 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT ...
DAVA : Davacı ile davalı arasındaki dava hakkında Ankara 3. İş Mahkemesince verilen 27.12.2011 tarih ve 2009/956 esas, 2011/1030 sayılı kararın taraflar vekillerince temyizi üzerine, davalı temyizi yönünden Dairemizce 01.11.2012 tarih ve 2012/3498 esas, 2012/24046 sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, davacı vekili bozma kararının maddi hataya dayandığını ileri sürerek 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 455 ve devamı maddeleri uyarınca maddi hatanın düzeltilmesi ve hükmün bozulmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Maddi hatanın giderilmesi isteğini içeren dilekçe ve ekleri incelendi.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarihli ve 1987/2-520 esas, 1988/89 sayılı kararında belirtildiği üzere Yargıtay"ca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 esas, 1959/5 karar, ve 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 esas, 1960/9 sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtay’ca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtay’ın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, Dairemizce yapılan bozma ilamının dördüncü bendinin ikinci kısmının dosya içeriği ile uyuşmadığı, maddi hata sonucu bozma ilamına eklendiği,davacı tanığı dinlenilmemiş olmasına rağmen,ilamda sehven davacı tanıklarından bahsedildiği anlaşıldığından Dairemizin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararın maddi hataya dayanması sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verildi. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, alacak ve tazminatlarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve hafta tatili ücretlerinin faizleriyle birlikte davalıdan tahsilinin istemiştir.
Davalı vekili, davacının 1994 yılında askere giderken kıdem tazminatının ödendiğini, işyerini izinsiz terk ederek devamsızlık yaptığından haklı sebeple iş sözleşmesinin feshedildiğini, diğer alacak taleplerinin şartlarının oluşmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiği gerekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, kanuni süresi içinde taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı, davalıya ait işyerinde 01.01.1988 tarihinde işe girdiğini beyan etmiş ise de, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre, davalı işyerinde 01.11.1990-05.09.1994 ve 01.05.1998-01.11.2008 tarihleri arasında çalıştığı,bu iki çalışma dönemi arasında dava dışı ve davalı ile ilişkisi ıspatlanamayan başka bir işyerinde 01.10.1997-02.01.1998 tarihleri arasında çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacının 01.01.1988-01.11.1990 tarihleri arasında çalıştığı konusunda dosya içeriğinde hiçbir somut delil bulunmaması ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının aksinin eşdeğer belgelerle ıspatlanamamış olması karşısında, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre çalışma süresinin belirlenmesi gerekirken, 01.11.1990 tarihi öncesine ait sürenin hizmetine katılması ve alacakların buna göre hesaplanması hatalıdır.
3-Dosya içeriğine göre davacının askere gitmek için 05.09.1994 tarihinde işten ayrıldığı sabittir. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı İş Kanunu"nun 14. maddesine göre askerlik görevi sebebiyle işten ayrılma durumunda kıdem tazminatının hak kazanılacağı açıktır. Ancak davacının askerden döndükten sonra dava dışı başka bir işyerinde 01.10.1997-02.01.1998 tarihleri arasında çalışmasının bulunmasına göre davacının askerlik öncesi iş ilişkisini davalı ile sürdürmediği bu sebeple kıdem tazminatı açısından her iki dönem hizmetlerin birleştirilerek bir bütün olarak değerlendirilemeyeceği ortadadır. Hal böyle olunca, 01.11.1990-05.09.1994 tarihleri arasındaki ilk dönem çalışma askerlik sebebiyle sona erdiğinden davacı kıdem tazminatını hak etmiş ise de,her iki dönem çalışması birleştirilemeyeceğinden ve ayrı ayrı değerlendirildiğinde işten ayrıldığı 05.09.1994 tarihinden itibaren on yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan, askerlik öncesi dönem için kıdem tazminatına hükmedilemeyeceği düşünülmeden hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi yanlış olmuştur.
4-Gerekçeli kararın hüküm kısmında bürüt olarak hesaplanan 994,00 TL bayram tatil alacağı hakkında karar verilirken; 500,00 TL"na dava tarihinden kalan kısmı asıl alacak miktarını da aşacak şekilde 985,35 TL gösterilerek bu miktara da ıslah tarihinden faiz yürütülmek sureti ile hatalı hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.