Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2020/1612
Karar No: 2021/1472
Karar Tarihi: 20.04.2021

Danıştay 13. Daire 2020/1612 Esas 2021/1472 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/1612
Karar No:2021/1472

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Mobil İletişim Hizmetleri A.Ş.
(Eski Unvanı: ... İletişim Hizmetleri A.Ş.)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Kurumu
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN_KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun "Hizmet kalitesi" başlıklı 52. maddesinin 4. fıkrasında yer alan doğru faturalandırma yükümlülüğüne aykırı olarak abonenin ücretsiz kullanımına imkân tanıyan geçerli yurt dışı paketi bulunmasına rağmen yurtdışı kullanımlarının yanlış ücretlendirildiğinden bahisle davacı şirket hakkında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İdari Yaptırımlar Yönetmeliği'nin 12. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi 2 numaralı alt bendi uyarınca idari para cezası uygulanmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (Kurul) kararının 1. maddesi ile Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği'nin "Hizmetin kısıtlanması ya da durdurulması" başlıklı 12. maddesinin 3. fıkrasına aykırı olarak hizmet sunumunun kısıtlandığından bahisle davacı şirket hakkında anılan İdari Yaptırımlar Yönetmeliği'nin 12. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 3 numaralı alt bendi uyarınca idari para cezası uygulanmasına ilişkin anılan Kurul kararının 2. maddesi ve bu kararlara ilişkin idari para cezası karar tutanaklarının ve tahakkuk fişlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararda; davalı idarece 28/01/2016 tarihi ile 25-29/04/2016 tarihlerinde gerçekleştirilen yerinde denetim çalışmaları çerçevesinde elde edilen bilgi ve belgeler neticesinde, ... adlı aboneye ait ... no'lu hatta Türkiye saati ile 03/02/2014 saat 19:08, 08/02/2014 saat 20:38 ve 14/02/2014 saat 10:52'de Suudi Arabistan'da geçerli 60 Günlük 360 Dakika Umre Paketi tanımlandığı ve abonenin 04/02/2014 tarihinden itibaren paket kapsamında kullanım yaptığı, abonenin ilk paketi kapsamında Suudi Arabistan saati ile 04/02/2014 saat 01:32 ile 08/02/2014 saat 21:27 arasında toplam 146 dakika arama (dolaşım giden arama) yaptığı ve aboneye bu kullanımları sonrasında 72 dakika aşım ücreti yansıtıldığının tespit edildiği, bununla birlikte, abonenin ilk aldığı paket kapsamındaki 100 dakikalık giden arama hakkını tamamen kullanamadığı ve paket kapsamında olması gereken 26 dakikalık görüşme süresinin de aşım ücreti olarak yansıtıldığı, ayrıca ücretlendirmeye ilişkin herhangi bir ücret iadesine ve yapılması gereken iade miktarı bilgisine ulaşılamadığı, ... adlı aboneye ait ... no'lu hattın Türkiye saati ile 16/02/2014 saat 13:50'de kısıtlandığı, 16/02/2014 saat 13:54'te aktif hâle geldiği, buna ek olarak, abonenin hattının 16/02/2014 saat 13:55'de tekrar kısıtlandığı ve abonenin 19/02/2014 saat 13:37'ye kadar hattını kullanamadığı, kısıtlama yapıldığı tarihte tanımlı paketinin bulunduğu ve paketi kapsamında dakikalarının da tamamını kullanamadığının anlaşıldığı;
Bu durumda, davacı tarafından, Şubat 2014 fatura dönemi içerisinde faturalandırılmamış yüksek seviyede yurt dışı kullanımı (yurt dışında 72 dakikalık paketsiz kullanım ve SMS kullanımı) yaptığı tespit edildiğinden bahisle 15/02/2014 tarihinde saat 09:40'da ilgili hattan ve sistemlerinde yer alan diğer irtibat numarasından aboneye ulaşılmaya çalışıldığı ve aboneye ulaşılamamış olması nedeni ile aynı tarihte yurt dışında yoğun arama yapıldığına dair bilgi vermek ve uyarıda bulunmak üzere ilgili hatta kısa mesaj gönderildiği ifade edilmiş ise de, bu durumun davacı şirketin 5809 sayılı Kanun'un 52. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "her hâl ve şartta doğru faturalama yapma" yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı gibi hizmetin sunumunun kısıtlanabileceğine veya durdurulabileceğine ilişkin Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliği'nin 12. maddesinde belirtilen mutat kullanım düzeyinin çok üzerinde veya hukuka aykırı ya da hileli bir faaliyetin varlığından söz edilemeyeceği hususları göz önünde bulundurulduğunda, davacı şirketin 5809 sayılı Kanun'un 52. maddesine aykırı davrandığı sübuta erdiğinden, 2013 yılı net satış tutarının % 0,0033'ü oranında idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı;
Her ne kadar davacı şirket tarafından, ilgili Yönetmelik ile getirilen "uyarı" mekanizmasının, işletmecinin daha dikkatli ve özenli çalışmasının sağlanmasına yönelik olduğu, 5809 sayılı Kanun'da sayılmayan "uyarı" mekanizmasının bu hâliyle idari para cezası verilmeden önce tüketilmesi gereken bir usul bildirimi niteliğinde olduğu, olayda, davacı şirketin yaptırım uygulanmadan önce Yönetmeliğin 46. maddesi uyarınca uyarılması gerekirken, doğrudan idari para cezasıyla cezalandırılmasında hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülmüş ise de, anılan maddede "uyarılabilir" şeklinde düzenleme yapıldığı, uyarı ceza verilmesi için bir zorunluluk olarak düzenlenmediği, diğer bir deyişle idari takdir yetkisi kapsamında olduğu değerlendirildiğinde bu iddiaya da itibar edilmediği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemler hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, gerekçeli karar hakkının ihlâl edildiği, davalı idarenin doğru faturalama yapılmadığına ilişkin tespitlerinin hatalı, çelişkili ve maddi gerçekliğe aykırı olduğu, ilk derece mahkemesi ve istinaf mahkemesi tarafından bu kapsamdaki itirazlarına itibar edilmemesinin hukuka aykırı olduğu, Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği'nin 17. maddesinin "lehe kanun" kapsamında dikkate alınmamasının hukuka aykırı olduğu, davalı idarece Anayasa'ya ve 5809 sayılı Kanun'a aykırı davranıldığı, eşit davranma yükümlülüğünün ihlâl edildiği, şirketin eylemi ile bağdaşmayan oranda fahiş bir idari para cezası uygulandığı, dava konusu işlemin yargısal denetime kapalı olarak keyfi bir tutumla tesis edildiği, davalı idarenin non bis in idem ilkesine (mükerrer cezalandırma yasağı) aykırı bir işlem tesis ettiği, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İdari Yaptırımlar Yönetmeliği'nin 41. maddesinde öngörülen fikri içtima kurallarının dikkate alınmadığı, ilk derece mahkemesinin "uyarı" mekanizması ile ilgili gerekçesinin hukuken kabul edilebilir olmadığı, "uyarı" mekanizmasının hem Yönetmeliğin sistematiği hem de hükmün lafzına göre yaptırım uygulanmadan önce işletilmesi gereken bir usul olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, kararın gerekçeli olarak verildiği, uyuşmazlık konusu ihlâlin gerçekleştirildiğinin sabit olduğu, abonenin Suudi Arabistan’da geçerli 3 adet "60 Günlük 360 Dakika Umre Paketi" satın aldığı ve 04/02/2014 tarihinden itibaren paket kapsamında kullanıma başladığı, ancak işletmecinin hatalı faturalama kurgusu nedeni ile abone paketlerin satın alınmasından sonra henüz kullanım hakları bitmeden işletmeci tarafından yüksek tarife ile faturalandırılarak mağdur edildiği, abonenin ilk aldığı paket kapsamındaki 100 dakikalık dolaşım-giden arama hakkının tamamını kullanamadığı ve paket kapsamında olması gereken 26 dakikalık görüşme süresinin de ücretlendirildiği, dolayısıyla söz konusu ücretlendirmenin hatalı olduğu, ayrıca, abonenin hattının kullanıma kısıtlanmasından dolayı üçüncü paketin kullanılmasının da mümkün olamadığı, makul olan hesaplamanın kullanım zamanı esas alınarak yapılan hesaplama olduğu, ancak yurtdışı operatörden CDR kayıtlarının anlık olarak iletilemediği göz önüne alındığında “entry date” göre işlem yapılsa bile bu sıralamadan haberdar olmayan abonenin ikinci bir paketi olup olmadığının kontrolünün ilk paketin bittiği CDR kaydının kullanım tarihine bakılarak değerlendirilmesinin abone açısından hakkaniyetli bir uygulama olacağı, ihlâl ile uygulanan yaptırımın orantılı olduğu, Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği'nin 17. maddesinin 2. fıkrasının davacının ihlâlini ortadan kaldırmadığı, idari para cezasının ihlâle ve eşit davranma yükümlülüğüne uygun olarak tesis edildiği, yaptırımın mevzuat hükümlerine uygun olduğu, iki farklı ihlâlin söz konusu olduğu, Mahkemenin "uyarı" ile ilgili kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının Dairemiz kararında yer alan gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
... adlı aboneye ait ... numaralı hattın yurt dışı kullanımı için tanımlanan "Suudi Arabistan'da geçerli 60 Günlük 360 Dakika Umre Paketi" kapsamında 26 dakikalık dolaşım-giden arama hakkı bulunmasına rağmen, 26 dakika için hatalı olarak ücretlendirme yapıldığı tespit edilmiş olup, 5809 sayılı Kanun'un "Hizmet kalitesi" başlıklı 52. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "İşletmeciler her hâl ve şartta doğru faturalandırma yapma ve fatura içeriği ile ilgili ihtilaf durumunda ispat yükümlülüğündedir." kuralına aykırı davranıldığından bahisle davacı şirket hakkında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İdari Yaptırımlar Yönetmeliği'nin 12. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi 2 numaralı alt bendinde yer alan "İşletmecinin; ... 2) Doğru faturalama yapmaya ilişkin ilgili mevzuatta yer alan yükümlülüğünü yerine getirmesi...hâlinde işletmecinin bir önceki takvim yılındaki net satışlarının yüzde ikisine (%2) kadar idari para cezası uygulanır." kuralı ve 44. maddesinde yer alan yaptırım ölçütleri dikkate alınarak 2013 yılı net satışlarının %0,0033 oranında (125.669,97-TL) ... tarih ve ... sayılı Kurul kararının 1. maddesiyle idari para cezası uygulanmıştır.
Ayrıca, yurt dışında kullanmak üzere satın aldığı paketlerin kullanım haklarını henüz tamamlamamış olan aynı abonenin yüksek faturalandırma riski gerekçesiyle ve bilgi verilmeksizin hattının kısıtlanmasının Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği'nin "Hizmetin kısıtlanması ya da durdurulması" başlıklı 12. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "Tüketici menfaatinin korunması amacıyla; a) Hizmetin mutat kullanım düzeyinin çok üzerinde olduğunun tespiti, b) Hukuka aykırı ya da hileli bir faaliyetin varlığı konusunda haklı bir şüphenin bulunması durumlarında aboneye bilgi verilerek hizmetin sunumu kısıtlanabilir veya durdurulabilir." kuralına aykırı olduğundan bahisle davacı şirket hakkında anılan İdari Yaptırımlar Yönetmeliği'nin 12. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 3 numaralı alt bendinde yer alan "İşletmecinin;...3)Hizmetin kısıtlanması ve durdurulmasına ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmemesi,... hâlinde işletmecinin bir önceki takvim yılındaki net satışlarının yüzde ikisine (%2) kadar idari para cezası uygulanır." kuralı ile 44. maddesinde yer alan yaptırım ölçütleri dikkate alınarak 2013 yılı net satışlarının %0,0033 oranında (125.669,97-TL) anılan Kurul kararının 2. maddesiyle idari para cezası uygulanmıştır.
Anılan Kurul kararının 1. ve 2. maddeleri ile bu kararlara ilişkin idari para cezası karar tutanaklarının ve tahakkuk fişlerinin ... tarih ve ... sayılı yazı ile bildirilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun "Kurumun yetkisi ve idarî yaptırımlar" başlıklı 60. maddesinin birinci fıkrasında, Kurum'un; mevzuata, kullanım hakkı ve diğer yetkilendirme şartlarına uyulmasını izleme ve denetlemeye, aykırılık hâlinde işletmecilere bir önceki takvim yılındaki net satışlarının yüzde üçüne kadar idarî para cezası uygulamaya, millî güvenlik, kamu düzeni veya kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesi ve kanunlarla getirilen hükümlerin uygulanması amaçlarıyla gerekli tedbirleri almaya, gerektiğinde tesisleri tazminat karşılığında devralmaya, belirlediği süre içerisinde yetkilendirme ücretinin ödenmemesi ya da ağır kusur hâlinde verdiği yetkilendirmeyi iptal etmeye yetkili olduğu; ikinci fıkrasında, Kurum'un, işletmecinin faaliyete yeni başlamış olması hâlinde, ihlâlin niteliği, ihlâl neticesinde herhangi bir ekonomik kazanç elde edilip edilmemesi, iyi niyet ve gönüllü bildirim gibi ölçütleri de dikkate alarak önceden belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde bin liradan bir milyon liraya kadar idarî para cezası ile bu Kanun'da belirtilen diğer idarî yaptırımları uygulamaya yetkili olduğu; sekizinci fıkrasında, bu maddedeki idarî para cezalarının Kurum tarafından verileceği; onüçüncü fıkrasında ise, bu maddenin uygulanmasına ve bu Kanun'da öngörülen yükümlülüklerin işletmeciler tarafından yerine getirilmemesi hâlinde uygulanacak idarî para cezalarına ilişkin hususların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İdari Yaptırımlar Yönetmeliği'nin "Uyarı" başlıklı 46. maddesinde, "(1) Bu Yönetmelik kapsamında meydana gelen ihlâller için, bu Yönetmeliğin 44'üncü maddesinde yer alan hususlar dikkate alınmak ve 23'üncü, 24'üncü, 25'inci, 31'inci ve 33'üncü maddeler saklı kalmak kaydıyla idari yaptırım uygulanmadan önce, bu Yönetmeliğin aynı maddesi kapsamında işletmeci Kurul tarafından bir defaya mahsus uyarılabilir.
(2) Uyarı yapılırken tekerrür süresi dikkate alınır. Tekerrüre esas sürenin dolması hâlinde aynı madde kapsamında tekrar uyarıda bulunulabilir." kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Genel kanun niteliği” başlıklı 3. maddesinde, bu Kanun'un; idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde; diğer genel hükümlerinin ise, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı kurala bağlanmış olup, 5809 sayılı Kanun’da aksine bir hüküm yer almadığından, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (Kurum) tarafından idarî para cezaları alanında yapılacak düzenlemelerde ve verilen idarî para cezalarında, belirtilen Kanun’un genel hükümlerinde yer alan düzenlemelerin dikkate alınması gerektiği açıktır.
Belirtilen çerçevede, Kurum’un ikincil düzenleme yetkisi 5809 sayılı Kanun’un belirlediği çerçeve ve 5326 sayılı Kanun’un genel hükümler bölümünde yer alan kural ve ilkelerle sınırlandırılmış bulunmaktadır.
Kabahatler Kanunu’nun “Kanunilik ilkesi” başlıklı 4. maddesinde, hangi fiillerin kabahat oluşturduğunun kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi, kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriğinin, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabileceği, kabahat karşılığı olan yaptırımların türünün, süresinin ve miktarının ancak kanunla belirlenebileceği kurala bağlanmıştır.
İdarî yaptırımlar konusunda genel kanun niteliğini haiz Kabahatler Kanunu, hangi fiillerin kabahat oluşturduğuna yönelik bir çerçeve hükme yer vermek suretiyle idareye kısmî takdir yetkisi tanımakta, ancak yaptırımın türü, süresi ve miktarı bakımından mutlak olarak kanunilik ilkesini benimsemiş bulunmaktadır.
Aktarılan kuralların birlikte değerlendirilmesinden, kanunda çerçevesi çizilmiş olmak ve kanuna aykırı olmamak şartıyla düzenleyici işlemler ile kabahat oluşturan fiilin belirlenebileceği, bunun yanında, mutlak kanunilik ilkesi doğrultusunda idari yaptırımın türü, süresi ve miktarı yönünden düzenleyici işlemler ile belirleme yapılamayacağı anlaşılmaktadır.
Davacı şirket tarafından, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İdari Yaptırımlar Yönetmeliği'nin 46. maddesinde yer alan "uyarı"nın hem Yönetmeliğin sistematiği hem de hükmün lafzına göre, yaptırım uygulanmadan önce işletilmesi gereken bir usul olduğu iddia edilmektedir. Bu iddia çerçevesinde, söz konusu "uyarı" yaptırımının incelenmesi gerekmektedir.
Uyarı yaptırımı, para cezasına nispetle daha hafif olmakla birlikte, idarenin düzenleyici işlemi ile kanun koyucu tarafından açıkça yaptırım olarak para cezası öngörülen fiiller hakkında, yaptırım türünün değiştirilmesi mümkün değildir. Bu itibarla, aktarılan Yönetmelik maddesiyle kanunilik ilkesine aykırı olarak 5809 sayılı Kanun'da yer almayan "uyarı" müessesesinin getirildiği görülmektedir.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İdari Yaptırımlar Yönetmeliği ile kanuna aykırı olarak getirilen "uyarı" müessesesinin hukukî dayanağı bulunmadığından, 5809 sayılı Kanun hükümlerine göre idari para cezası uygulanmasını gerektiren bir ihlâl ya da fiile, idarenin, kanunda sayılan hafifletici nedenleri gözeterek yine kanunda belirtilen alt ve üst sınır içerisinde para cezası uygulamak dışında, başka bir yaptırım uygulamak ya da hiç yaptırım uygulamamak şeklinde bir takdir yetkisi bulunmamaktadır.
Bu durumda, istinaf başvurusuna konu Mahkeme kararında, davacı şirketin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İdari Yaptırımlar Yönetmeliği'nin 46. maddesi ile ilgili iddiasına ilişkin olarak "...anılan maddede "uyarılabilir" şeklinde düzenleme yapıldığı, uyarının ceza verilmesi için bir zorunluluk olarak düzenlenmediği, diğer bir deyişle idari takdir yetkisinde olduğu..." yönünde değerlendirmede bulunulmuşsa da, "uyarı" yaptırımının yasal dayanağı bulunmadığından Mahkemenin aktarılan değerlendirmesinde hukukî isabet görülmemiştir.
Bu itibarla, dava konusu Kurul kararının 1. ve 2. maddelerinde belirtilen idarî para cezası verilmesine sebep olan fiillerin sübuta ermiş olması ve Kurul'un idari para cezası uygulamak dışında, başka bir yaptırım uygulamak ya da hiç yaptırım uygulamamak şeklinde takdir yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararında ise sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine, 20/04/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi