9. Hukuk Dairesi 2010/39182 E. , 2013/1635 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ile ihtarname gideri alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili müvekkilinin 15.6.2007 tarihinde bar ve restoran görevlisi olarak çalışmaya başladığını, aylık net 1.050,11 TL ücret, 700-800,00 TL bahşiş aldığını, 130,00 TL yemek ücreti ödendiğini, tip puantajı en yüksek çalışanlardan biri olduğu için biriken bahşişlerden elde ettiği kazancın diğerlerinden daha yüksek olduğunu, servis hizmetinden yararlandığını, tazminata esas ücretin hesaplanmasında bahşişlerin de nazara alınması gerektiğini, şirketin ... Bakanlığı"na gönderdiği bildirim formunda şirketi temsilen kendi adının açıldığını ve imzasının benzetildiğini, bu sebeple sözleşmeyi İş K. m.24/II-c bendi uyarınca 22.6.2009 tarihinde feshettiğini, haftada 6 işgünü çalışılan işyerinde günde 10 saat mesai yaptığını, işin niteliği gereği işyerinin bütün bayram tatillerinde açık olduğunu, 28 günlük izin ücreti alacağının bulunduğunu iddia ederek; kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin, genel tatil ücreti, fazla mesai, ihtarname gideri alacaklarının ödetilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; işyerinin bar kafe olduğunu, sözleşmenin devamsızlık nedeniyle haklı feshedildiğini, davacının servis elemanı olarak işe alındığını, bir dönem diğer çalışan ...la birlikte idari işleri de yerine getirdiklerini, şirket ortaklarının ... Adası"nda ikamet ettiklerini ve Türkçe bilmediklerini, en güvendikleri ve işletmenin tüm gelir-giderlerini emanet ettikleri kişinin davacı olduğunu, ithalat işlemlerini Bakanlık nezdinde davacının yürüttüğünü, yazışma ve bağlantıları sağladığını, yetkili makamlara verilen dilekçe ve formlarda davacının imzasının olduğunu, tüm bu işleri bilerek ve isteyerek yerine getirdiğini, davacının tazminata hak kazanabilme çabası içinde kötü niyetli davrandığını, bildirim kabul belgesinin de ekindeki formla birlikte işletmenin duvarında asılı durduğunu, davacının bu olayı bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının işlemlerin bizzat içinde yer aldığını, belge ve formları hazırlayıp Ankara"ya gönderdiğini, davacı evlilik nedeniyle işten ayrılma talebini ilettiğinde davacıya; işine devam et, evlilikle birlikte yine aynı düşüncede isen tazminat alır gidersin cevabı verildiğini, davacının dönüşümlü servis elemanı olarak çalışması teklifini kabul etmeyerek işten ayrıldığını ve daha önceden ayarladığı yeni bir işyerinde çalışmaya başladığını, davacının kendisine duyulan güveni kötüye kullanarak nadiren işyerine gelen Yunan ortakların bankalardan para çekme, yazışma işleri için kasaya bıraktıkları boşa imzalı kâğıtları kendi menfaatine, el yazısıyla sonradan doldurduğunu, kâğıdın üstüne gerçek olmayan bedeller yazdığını, bahşiş miktarıyla ilgili iddiasının da gerçek dışı olduğunu, işletmede 10-12 kişinin çalıştığı düşünüldüğünde ayda 8.000,00 TL gibi muazzam bir bahşiş toplandığı gibi bir sonucun ortaya çıktığını, işletmenin böyle bir müşteri potansiyeli olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; toplanan kanıtlara göre, işçinin iş akdini işverenin bazı belgelerinde kendine ait olmayan imzaların kullanıldığını görmesi üzerine haklı olarak feshettiği ve ayrıca işçinin işe başlangıcının ...’ya geç bildirilmesinin işçinin haklı feshine gerekçe olacağı, bu nedenle davacı işçinin kıdem tazminatına hak kazandığı, keza davacıya yıllık izinlerini kullandırdığını veya karşılığı olan bedellerin ödendiği işveren tarafından yazılı olarak kanıtlanamadığından yıllık izin ücreti alacağına hak kazandığı, tanık beyanları nazara alındığında davacının ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığı, fazla mesaiye de kaldığı ve bu alacaklara da hak kazandığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dinlenilmesi talep ettikleri tanıklarının dinlenilmediğini, davalı ile davacı arasında geçen internet ortamında yapılan yazışmaların incelenmediğini, davacının feshe dayanak yaptığı imzanın davacıya ait olduğunu ve bu hususun davacı tarafından doğrulandığını, belgeler üzerinde imza incelemesi yaptırılmadığını, davacının davaya konu belgeyi Mart ayında gördüğü halde fesih için ihtarname çektiği zaman gördüğünü beyan ettiğini bu nedenle kararın hatalı olduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Davacı işçi tarafından feshe dayanak yapılan sahte olduğu iddia edilen iki adet belgedeki imzanın davacıya ait olup olmadığının bizzat davacıya gösterilip buna ilişkin beyanı alındıktan sonra gerekirse imza incelenmesi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır.
2- Davalı tarafça sunulan tanık listesindeki tüm tanıklar dinlenmemiştir. Verilmiş bir kesin önel olmadığı halde haklı feshi ispata yönelik olarak dinlenmesi istenen tanıklar dinlenip, diğer deliller ile birlikte değerlendirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır.
3- Davalı vekili tarafından 02.06.2010 tarihli dilekçe ekinde delil olarak dosyaya sunulan ve davalı ile davacı arasında geçtiği iddia olunun internet ortamındaki yazışmalara ilişkin olarak yeterince araştırma yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.