17. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/5102 Karar No: 2014/3272
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/5102 Esas 2014/3272 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2013/5102 E. , 2014/3272 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 19/12/2012 NUMARASI : 2010/151-2012/492
Taraflar arasındaki alacak davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararının davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekiline sigortalı işyerinde üst kat maliki olan davalıya ait evin balkonundan sızan yağmur suları nedeni ile muhtelif türdeki emtiaların zarar gördüğünü ileri sürerek sigortalıya ödenen 9.259 TL hasar bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, talebin reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın ksımen kabulü ile 5.776,15 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz eidlmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemenin gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava işyeri sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir. Sigorta şirketi TTK"nun 1301. maddesi uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi zarar sorumlusundan rücuan talep edebilir. Ne var ki rücu edilebilecek tazminat tutarı, ödenen tazminat tutarı değil, sigortalının uğradığı gerçek zarar miktarıdır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu soyut verilere dayalı olarak düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemece, davacı sigorta şirketinin, hasar miktarının gerçeği yansıtmadığına ilişkin itirazlarının değerlendirileceği, konusunda uzman yeni bir bilirkişi kurulundan emtialarda oluşan gerçek zararın tesbiti konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime müsait rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Kabule göre de; davacı taraf yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi isabetli değildir. SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 76,92 TL kalan harcın temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 6.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.