Esas No: 2017/2949
Karar No: 2021/2109
Karar Tarihi: 20.04.2021
Danıştay 3. Daire 2017/2949 Esas 2021/2109 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/2949
Karar No : 2021/2109
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av….
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu … İnşaat Taahhüt Ticaret ve Sanayi Limited Şirketinden alınamayan 2003 ila 2008, 2010 ve 2011 yıllarının muhtelif dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve fer'ilerinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …, … ila … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Asıl borçlu şirket adına düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emirleri içeriği kamu alacaklarının şirketten alınamayacağının anlaşılması üzerine söz konusu kamu alacaklarının tahsili amacıyla davacı adına tanzim edilen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Asıl borçlu şirket adına yapılan tarhiyatlar dava konusu edildiğinden kamu alacağının kesinleştiğinden söz edilemeyeceği, vergi borçlarının zamanaşımına uğradığı yönündeki itirazının kararda karşılanmadığı, olayda vergi ödevlerinin yerine getirilmemesi ya da eksik yerine getirilmesinin söz konusu olmadığı, ödeme emirlerine konu kamu alacaklarından sorumlu tutulamayacağı, mal varlığı araştırmasının eksik olduğu, zira, üçüncü şahıslar aleyhine yürütülen icra takipleri sonucunda ciddi tutarlarda tahsilat yapıldığı, icra dosya numaraları yargılama aşamasında dosyaya sunulmasına karşın bu hususun mahkemece değerlendirilmediği, aciz vesikası düzenlemeksizin takibat yapılamayacağı, 2006 yılı sonu itibarıyla ortak veya yönetici sıfatının bulunmadığı, emsal yargı kararlarının gözardı edildiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Davacının kanuni temsilcilik sıfatının bulunduğu 10/12/2010 tarihinden sonraki dönemlere ait kamu alacakları ile 6111 sayılı Yasa kapsamında yapılandırılan kamu alacaklarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirleri yönünden temyiz isteminin reddi, söz konusu tarihten önceki dönemlere ait vergi borçları nedeniyle tanzim edilen ödeme emirleri yönünden ise temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava dosyası ve UYAP'ta yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, dava konusu ödeme emirleri içeriği kamu alacaklarının asıl borçlu … İnşaat Taahhüt Ticaret ve Sanayi Limited Şirketinin sahte fatura kullandığından bahisle adına yapılan tarhiyatlardan kaynaklandığı, … ila … takip numaralı ödeme emirlerinin, 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 3. maddesi kapsamında yapılandırılan borçların ödenmemesi üzerine düzenlendiği, … ila … takip numaralı ödeme emirlerinin dayanağının ise mahkeme kararları gereğince tanzim edilen (2) no'lu ihbarnamaler olduğu görülmüştür.
Öte yandan, davacının 10/12/2010 tarih ve 7705 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilen duruma göre beş yıl süre ile şirketi müştereken temsil ve ilzama yetkili kılındığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Kanuni Temsilcilerin Ödevi" başlıklı 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi veya buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı hükme bağlanmıştır.
Uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 511. maddesinin 7. bendinde, limited şirket müdürlerinin ad ve soyadları ikametgahları ve tabiyetlerinin tescil ve ilan edileceği, aynı Kanun'un 33. maddesinin 1. fıkrasında, tescil edilmiş hususlarda vukuu bulacak her türlü değişikliklerin tescil ve ilan olunacağı, 38. maddesinin 1. fıkrasında ise, ticaret sicili kayıtlarının nerede bulunurlarsa bulunsunlar, üçüncü kişiler hakkında kaydın gazete ile tescil ve ilan edildiği tarihten itibaren hüküm ifade edeceği kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1/a bendinde idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönünden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından iptal davası açılabileceği, 14. maddesinin 3/c bendi uyarınca dilekçelerin ehliyet yönünden inceleneceği, bu hususta kanuna aykırılık bulunması halinde aynı Kanun'un 15/1-b bendi gereğince davanın reddine karar verileceği hükmü yer almış 49. maddesinin 2. fıkrasının c bendinde, usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata ve eksikliklerin bulunması bozma sebepleri arasında sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz istemine konu edilen Bölge İdare Mahkemesi kararının; … ve … takip numaralı ödeme emirlerinin, davacının kanuni temsilcilik sıfatının bulunduğu 10/12/2010 tarihinden sonraki dönemlere ait kamu alacaklarına ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun bulunmuştur.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemelere göre, kanuni temsilcilik görevinin temsil ve ilzam yetkisinin ilan tarihi itibarıyla başladığı ve sona erdiğinin kabulü gerekmekle birlikte kamu alacağının kanuni temsilciden tahsili yoluna gidilebilmesi için vergi borcunu doğuran eylem ile kanuni temsilci arasında 213 sayılı Kanun'un 10. maddesinde aranan nedensellik ilişkisinin bulunması gerekmektedir. Başka bir anlatımla kanuni temsilcinin sorumluluğuna gidilebilmesi için kanuni temsilcilerin kendilerine yüklenen vergi ile ilgili ödevleri yerine getirmemiş olmaları şarttır.
Bu nedenle, dava konusu ödeme emirlerine konu kamu alacağının ortaya çıkmasına sebep olan eylemin, sahte faturanın kayıtlara alınması olduğu ve söz konusu faturaların bir kısmının davacının kanuni temsilci sıfatına sahip olmadığı 10/12/2010 tarihinden önce asıl borçlu şirket kayıtlarına intikal ettirildiği dikkate alındığında, kanuni temsilci sıfatıyla davacının sorumluluğuna gidilemeyeceğinden, Vergi Dava Dairesi kararının; … takip numaralı ödeme emri ile … ve … takip numaralı ödeme emirlerinin sözü edilen tarihten önceki dönemlere ait kamu alacaklarına ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.
Öte yandan, Savaş Katar adına düzenlenen, dolayısıyla davacının menfaatini ihlal etmediği açık olan 4 takip numaralı ödeme emrine karşı açılan davanın ehliyet yönünden reddi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın bu yönden de esası incelenmek suretiyle reddine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki hüküm fıkrası da hukuka uygun düşmemiştir.
Ayrıca, 6111 sayılı Yasa'nın 3. maddesi uyarınca yapılandırma sonucu şirkete ait kamu alacaklarına ilişkin yeni bir hukuki durum ortaya çıkmış olup yapılandırma sırasında borçlu şirketin kanuni temsilcisi olan davacının söz konusu borçlar nedeniyle sorumlu tutularak adına düzenlenen … ila … takip numaralı ödeme emirleriyle takibe alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığından değinilen ödeme emirleri yönünden yazılı gerekçeyle davanın reddi yolundaki hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusunun reddine dair hüküm fıkrasında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kısmen reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; … ve … takip numaralı ödeme emirlerinin, 10/12/2010 tarihinden sonraki dönemlere ait kamu alacaklarına ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Temyiz isteminin kısmen kabulüne,
4. Kararın; … takip numaralı ödeme emri ile … ve … takip numaralı ödeme emirlerinin, … tarihinden önceki dönemlere ait kamu alacakları ile … takip numaralı ödeme emrine ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
5. Kararın; … ila … takip numaralı ödeme emirlerine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN İSE REDDİNE,
6. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca … TL maktu harç alınmasına,
7. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
8. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 20/04/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.