22. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/6443 Karar No: 2015/18037 Karar Tarihi: 21.05.2015
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2014/6443 Esas 2015/18037 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2014/6443 E. , 2015/18037 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti: Davacı, haklı bir sebep olmadığı halde işten çıkarıldığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı, davacının istifa ederek kendi isteği ile işten ayrıldığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir. Gerekçe: Taraflar arasındaki iş ilişkisinin işçinin istifası ile sona erip ermediği uyuşmazlık konusudur. Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı hak sahibine karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin süreli fesih bildiriminin kanuni düzenlemesi ise aynı Kanun"un 17. maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında İş Kanununda işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir. İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim süresi tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi halinde kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir. İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverence tazminatların derhal ödenmesi ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir. Dosya kapsamından, 12.05.2007 tarihinden beri market işyerinde reyon sorumlusu olarak çalışan davacının 16.04.2012 tarihi itibariyle şahsına ait özel sebeplerden dolayı işyerinden ayrıldığını bildiren dilekçesinin bulunduğu anlaşılmaktadır. İstifa ile aynı tarihli ibraname başlıklı belgenin bilgisayarla oluşturulan kısımda davacı işten ayrıldığını, alacaklarını tek tek sayarak bunları aldığını, yazının altına da el yazısı ile Nisan 2012 ücretininin 95,00 TL"nı elden kalan 439,00 TL"nın da hesabından 08.05.2012 tarihinde çekeceğini beyan ederek belgeyi imzalamıştır. Davacı tanıklarının, davacının işten ayrılışı konusunda doğrudan kendi görgü ve duyumlarının bulunmadığını belirttikleri, davalı tanıkları ise davacının işten kendi isteği ile ayrıldığını beyan ettikleri görülmüştür. Tüm dosya kapsamına el yazılı ve imzası inkar edilmeyen istifa dilekçesine, aynı tarihli ibranmeye göre davacının işyerinden istifa ederek ayrıldığı dosya kapsamına uygun olup kıdem ve ihbar tazminatının reddine karar verilmesi gerekir. Sonuç : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.