Esas No: 2020/3708
Karar No: 2022/2591
Karar Tarihi: 05.04.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/3708 Esas 2022/2591 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, İskenderun Özel Gelişim Hastanesinde Kalp Damar Cerrahisi uzmanı olarak görev yapmaktadır. Bir hastası olan 67 yaşındaki kişi, bacaklarda ağrı, yürüyememe, çabuk yorulma şikayetleri ile hastaneye başvurmuştur. Yapılan tetkikler sonucu anjio için yatırılmıştır ve ameliyatla ilgili karar verilmiştir. Ameliyattan sonra hastanın sol bacağında şişlik ve açık yara şikayeti oluşmuştur. Hasta başka hastanelere de götürülmüş ancak sonunda ölmüştür.
Sanık hakkında taksirle öldürme suçundan dava açılmış ancak yapılan yargılama sonucunda sanığın kusurlu eylemi ile ölüm nedeni arasında illiyet bağı kurulamadığından dolayı sanığa beraat kararı verilmiştir. Ayrıca, sanığın görevini kötüye kullanma suçunun oluşmadığı da belirtilmiştir.
İlgili Kanun Maddeleri: CMK’nın 223/2-e, TCK'nın 257.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca; beraat
Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın İskenderun Özel Gelişim Hastanesinde Kalp Damar Cerrahisi uzmanı olarak görev yaptığı, 67 yaşındaki hasta ...’in, 28.06.2012 tarihinde bacaklarda ağrı, yürüyememe, çabuk yorulma şikayetleri ile sanığın çalıştığı özel hastaneye başvurduğu, hasta anamnezinde, diyabet hastası ve yaklaşık 2 yıl önce Gaziantep'te koroner by-pass ameliyatı olduğu bilgisinin yer aldığı; yapılan muayene ve tetkikler sonucu periferik (pelvik bölge, bacak) anjio için yatırıldığı, anjiyo sonucu sağ internal iliyak arterde %70 darlık, sol common iliyak arter proksimalde %80 darlık ve sol superfisial femoral arter proksimal %100 tıkalı olduğunun tespit edilmesi üzerine “sol aorta iliyak, femoral politeal bypass cerrahi" yapılmasına karar verildiği, hastanın 03.07.2012 tarihinde sanık doktor tarafından ameliyatının yapıldığı, 08.07.2012 tarihinde taburcu edilen hastanın ameliyattan 4 ay sonra 06.11.2012 tarihinde, ameliyat olduğu özel hastanenin acil polikliniğine ameliyat edilen sol bacağında şişlik ve ameliyat yerinde 1 cm lik açık yara ve kanama şikayeti ile geldiği, hastanın müşahade odasına yatırıldığı, kalp damar cerrahisi konsültasyonu istendiği, sanık doktor tarafından muayene edilerek USG tetkiki yapıldığı ve medikal tedavi uygulanarak 07.11.2012 tarihinde taburcu edildiği; hastanın yine aynı şikayetler ile İskenderun Devlet Hastanesine 09.11.2012 tarihinde getirildiği, sol kasığında kanama ve hematom olan hastaya 3 ünite eritrosit süspansiyon kullanıldığı, hasta önerilerle salah ile 12.11.2012 tarihinde taburcu edildiği;
16.11.2012 tarihinde hastanın, Özel İskenderun Gelişim Hastanesine kasık kanaması şikayeti ile getirildiği, kasıkta organize pıhtı olduğunun tespit edilmesi üzerine, pıhtıyı boşaltmak ve yarayı revize etmek amacı ile sanık doktor tarafından acil ameliyata alındığı, sol femoral bölgede eski insizyon üzerinde 2 cm'lik bir cilt yarasından fazla miktarda kanamanın devam ettiği, hastanın kan basıncının düştüğü ve ardından kardiak arrestin geliştiği, yaklaşık 15 dk'lık kalp masajından sonra resüsitasyona cevap alındığı, başka kanama odağı olmayan yaraya dren konulduğu, yoğun bakıma nakledilen hastanın 28.11.2012 tarihinde öldüğü, Adli Tıp Kurumu Adana Adli Tıp Grup Başkanlığının 21.03.2013 tarihli otopsi raporunda, kişinin ölümünün anastamoz anevrizmasına bağlı kanama ve buna bağlı gelişen komplikasyonlar sonucu meydana geldiğinin tespit edildiği olayda;
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı, İstanbul Birinci Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen 09.04.2014 tarihli raporda özetle “sol bacakta ağrı şikayeti ile gelen hastada yapılan tetkiklerde saptanan iliak kritik darlık teşhisi ve yapılan aorta-femoral ve femoro-popliteal greft ameliyatının doğru olduğu, hastada sol kasıkta daha sonraki dönemde meydana gelen anastomoz anevrizmasının bir komplikasyon olduğu, kanama şeklinde verdiği ilk bulguda sadece yüzeysel dikiş konulup hastanın yatırılmaması ve tedavi edici önlemleri almamış olması nedeniyle Prof. Dr. ...’nun oybirliği ile kusurlu bulunduğu;
Adli Tıp Kurumu Genel kurulundan alınan 10.09.2015 tarihli raporda özetle “sol bacakta ağrı şikayeti ile gelen hastada yapılan tetkiklerde saptanan iliak kritik darlık teşhisi ve yapılan aorta-femoral ve femoro-popliteal greft ameliyatı doğru olduğu, hastada sol kasıkta daha sonraki dönemde meydana gelen anastomoz anevrizmasının bir komplikasyon olduğu, kanama şeklinde verdiği ilk bulguda sadece yüzeyel dikiş konulup hastanın yatırılmaması ve tedavi edici önlemleri almamış olması nedeniyle Prof. Dr. ...’nun kusurlu olduğu, kişinin klinik durumu itibariyle uygun tedavi uygulanması durumunda dahi kurtulmasının kesin olmadığı cihetle Prof. Dr. ...’nun kusurlu eylemi ile kişinin ölümü arasında kesin bir illiyet bağı kurulamayacağına” oybirliği ile karar verildiği;
Tüm bu belirlemeler karşısında; sanık hakkında taksirle bir kişinin ölümüne neden olmak suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılamasında, dosya içeriğine göre sanığın kusurlu eylemi ile ölüm nedeni arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı tereddütsüz ve şüpheden uzak bir şekilde kurulamadığı, bu nedenle, sanığın eyleminin “taksirle öldürme” suçunu oluşturmayacağı, ayrıca kamu görevlisi olmayan sanığın olaya konu tıbbi girişimi özel bir tıp merkezinde gerçekleştirmesi karşısında, somut olayda TCK'nın 257. maddesinde tanımlanan ihmali davranışla gerçekleştirilen görevi kötüye kullanma suçunun oluştuğundan da söz edilemeyeceği anlaşılmakla; sanığın eyleminin de başka bir suç oluşturmadığı anlaşıldığından sanık hakkında taksirle öldürme suçundan verilen beraat hükmünde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekilinin Adli Tıp Genel Kurulunda 39 kurul üyesi doktor tarafından alınan kararda sadece bir doktorun kardiyoloji uzmanı olduğu, kalp va damar cerrahisi doktor üyenin bulunmaması nedeni ile raporun yetersiz ve eksik olduğu, üniversitelerin Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim dalı öğretim üyelerinden oluşan bilirkişilerdan kusur raporu alınması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 05.04.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.