Esas No: 2020/12385
Karar No: 2022/2613
Karar Tarihi: 05.04.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/12385 Esas 2022/2613 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacının tazminat talebinin reddedildiği ve davanın koruma tedbirleri nedeniyle tazminat yerine, kanun dışı yakalanan veya tutuklanan kişilere tazminat verilmesi türünde yapıldığı belirtilmiştir. Davacının terör ve örgütlü suçlar bürosunun dosyasının incelenmesi sonucunda, hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçlarından gözaltına alındığı ancak kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalandığı, hakim önüne çıkarılmadığı, haklarındaki suçlamalar kendisine açıklanmadığı, koruma tedbirlerinde somut delilin bulunmadığı ve tutuklama kararlarının yasal olmayan gerekçelerle uzatıldığı iddiaları reddedilmiştir. Davacının kanuni gözaltı süresi içerisinde hakim önüne çıkarılmadığına ilişkin iddianın davanın esasıyla ilgisi bulunmadığı ve tazminat talebine ilişkin usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle davacının talebinin reddine karar verilmiştir. Kararda, davacı hakkında verilen gözaltı sürelerinin aşıldığı, davacıya isnat edilen suçların açıklanmadığı, hakim önüne çıkarılmadığı iddiaları da yer almaktadır. 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 141/1-a, 141/1-b ve 141/1-g maddeleri de incelenmiştir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davanın reddi
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında dava türünün "Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat" yerine "Kanun dışı yakalanan veya tutuklanan kişilere tazminat verilmesi" olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
Tazminat talebinin dayanağını oluşturan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı terör ve örgütlü suçlar bürosunun 2014/8776 soruşturma sayılı dosyasının yapılan incelemesinde davacının Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme suçlarından 13.04.2015 tarihinde gözaltına alındığı, 20.04.2015 tarihinde tutuklandığı tutuklama tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununa tabi olduğu anlaşılmakla;
Davacının 5271 sayılı CMK'nın 141/1-a. maddesinde düzenlenen “Kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğun devamına karar verilenler” CMK 141/1-b maddesinde düzenlenen “Kanunî gözaltı süresi içinde hâkim önüne çıkarılmayan” 141/1-g maddesinde düzenlenen “Yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hâllerde sözle açıklanmayan” hükümleri uyarınca davacı hakkında verilen gözaltı sürelerinin aşıldığı, davacıya isnat edilen suç ya da suçların açıklanmadığı uygulanan koruma tedbirlerinde somut delilin bulunmadığı, süresinde hakim karşısına çıkmadığı iddiasıyla 25.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminat ödenmesi talebi ve ayrıca birleştirilen Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/332 Esas 2015/360 Karar sayılı talebinde ise davacı hakkında verilen tutuklama kararlarının devamına ilişkin kararların yasal olmayan gerekçelerle şablon kararlarla uzatıldığı iddiası ile 25.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesi talebine ilişkin olarak, tazminat talebinin dayanağı olan dosya incelendiğinde,
Tazminat talebinin dayanağını oluşturan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunun 2014/8776 soruşturma sayılı dosyasının yapılan incelemesinde davacının Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme suçlarından 13.04.2015 tarihinde saat 10:55’te gözaltına alındığı, gözaltı kararının Ceza Muhakemesi Kanununun 91/3. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak her defasında bir günü geçmemek üzere üç gün süreyle uzatılmasına karar verildiği, en son gözaltı süresinin 17.04.2015 saat 10:55’te sona erdiği ve tutuklanması talebiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildiği, Sulh Ceza Hakimliğince yasal gözaltı süresi dolmadan 17.04.2015 günü saat 09:32 itibariyle işlem başlatıldığı anlaşılmakla;
Gözaltı süresi yasada açıkça belirtilmiş olup, yasadaki bu süre içinde hakim önüne çıkarılıp, çıkarılmadığının saptanmasının davanın esasıyla herhangi bir ilgisi bulunmadığı gibi bu konudaki talepler hakkında karar verilmesi için davanın esası hakkında karar verilmesine de gerek bulunmamaktadır. Davacının kanuni gözaltı süresi içerisinde hakim önüne çıkartılmadığına ilişkin iddianın ve tutukluluk sürelerinin devamına ilişkin kararların tutuklama kararlarına atıf yapılarak tutuklama kararının devamına dair karar verildiği tazminat davasına esas işlemlerde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığına ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı yön bulunmadığından, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin haksız olarak gözaltında tutulduğuna, haksız tutuklama kararının devamına karar verildiğine, usul ve yasaya aykırı karar verildiğine ve sair tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün, isteme uygun olarak ONANMASINA, 05.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.