9. Hukuk Dairesi 2010/38536 E. , 2013/1601 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve izin ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatlarınca tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin ücreti alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, iş sözleşmesinin davacının devamsızlığı nedeniyle haklı olarak feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalılar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında çekişmeli olan fesih nedenleri konusunda yeterince araştırma ve inceleme yapılıp yapılmadığı ve bu bağlamda işveren tarafından gerçekleştirilen feshin haklı bir nedene dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, her ne kadar işveren yetkilileri tarafından tutulan 24/01/2009 tarihli devamsızlık tutanağına göre 4857 sayılı İş Kanunu" nun 26 ncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilen 6 iş günlük hak düşürücü sürenin geçtiği ve devamsızlığa dayalı feshin haksız olduğu gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı alacakları hüküm altına alınmışsa da 4857 sayılı İş Kanunu" nun 25/II. maddesi uyarınca yapılan haklı nedenle fesihlerde 6 iş günlük hak düşürücü sürenin başlaması için fesih hakkının doğmuş bulunması gerekir.
Olayımızda devamsızlığın başlangıcına dair tutulan tutanak tarihi 24/01/2009 tarihi ise de bu tarihi takip eden 25/01/2009 tarihinden sonra yani 26/01/2009 tarihi itibariyle fesih hakkının doğduğu bu nedenle 31/01/2009 tarihinde yapılan işveren feshinin süresinde olduğu anlaşılmıştır. Kaldıki devamsızlık temadi eden hal olup, hak düşürücü süreye tabi değildir. Bu tespitler ışığında, hatalı değerlendirme ile feshin 6 iş günlük süre geçtikten sonra yapıldığı ve haksız olduğu şeklinde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
Ayrıca, mahkeme tarafından işçinin savunması alınmadan feshin yapılması feshin haksız olduğu yönünde ayrı bir gerekçe olarak değerlendirilmiş ise de 4857 sayılı İş Kanunu" nun 25/II. maddesi uyarınca yapılan haklı nedenle fesihlerde işçinin savunmasının alınmasının zorunlu olmadığı hususunun gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
Diğer taraftan dosyada mevcut üç adet devamsızlık tutanağı bulunmaktadır.Bunlardan bir tanesinde tarih bulunmadığı, bu tarihsiz tutanak ile ilgili olarak işçinin tutanak altına savunmasının alındığı, davacı işçi savunmasında işyerinde bulunmadığı,çalışmadığı ve devamsızlık yaptığı yönündeki isnatları kabul etmediğini belirterek çalışmama olgusuna çekince koymuştur. Böylece tutulan tutanaklar arasında çelişki oluştuğu gözetilerek, bu çelişkinin nedenlerinin araştırılması gerekir. Bu kapsamda taraf tanıklarından tutanak tarihlerinde davacının görevli olduğu mahalde fiilen bulunup bulunmadığı, fiilen çalışıp çalışmadığı hususlarının sorulması, işyeri çalışma çizelgeleri, vardiya çizelgeleri celbedilip incelenerek davacının amirlerinden ve davacı ile birlikte çalışan diğer işçilerden sorulması suretiyle bu hususların kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.