16. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/4631 Karar No: 2013/5088 Karar Tarihi: 08.05.2013
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/4631 Esas 2013/5088 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2013/4631 E. , 2013/5088 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında Tekke Köyü çalışma alanında bulunan 118 ada 5 parsel sayılı 1.911,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesinde 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı belirtilmek suretiyle ham toprak niteliği ile davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar Mehmet ve ..., çekişmeli taşınmazın kullanıcılarının kendileri ve diğer iştirakçiler olduğu iddiasına dayanarak muris ... mirasçıları lehine zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesine sadece adları gösterilmek suretiyle ... mirasçılarının kullanımında olduğu şerhi verilerek davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın ziraat bilirkişisi tarafından düzenlenen 11.12.2012 tarihli raporda bahçe olarak kullanıldığı, beyanlara göre ise tarla olarak kullanıldığı, davacıların murisinin de son zamanlarda gelip bahçesiyle ilgilendiği kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dava kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde olup davacılar çekişmeli taşınmazda muris ... mirasçıları lehine zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmışlardır. 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa ile eklenen Ek 4. maddede, bu maddeye göre yapılacak kadastro sırasında fiili kullanım durumunun esas alınacağı, kim veya kimlerin ne zamandan beri kullanımında olduğunun beyanlar hanesinde gösterileceği belirtilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın eskiden bahçe olarak kullanıldığı belirtilmiş ise de hali hazırda ne şekilde kullanıldığı hususunda bir açıklık bulunmadığı gibi 29.11.2012 tarihli keşifte dinlenen yerel bilirkişi ile davacı tanığının beyanları kullanım konusu ve süresi yönünde çeliştiği halde çelişkiler giderilmeden ve tespite aykırı sonuca varıldığı halde tutanak bilirkişileri dinlenilmeden karar verilmiştir. O halde doğru sonuca ulaşabilmek için, Mahkemece usulünce belirlenecek yerel bilirkişi ve tanıklarla birlikte kadastro tutanaklarında adları yazılı tespit bilirkişilerinin tümünün katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi, tanık ve tespit bilirkişilerinden taşınmazın fiili kullanım durumu dikkate alınmak suretiyle kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında aykırılık bulunması halinde çelişki giderilmeye çalışılmalı, ziraat bilirkişisinden de taşınmazın hali hazırdaki kullanım durumunu açıklayan gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte incelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi kabule göre de fen bilirkişi tarafından düzenlenen 05.12.2012 tarihli rapor ve eki haritada davacı tarafın davaya konu ettiği yer (A) harfi ile 440,07 m2 olarak işaretlendiği halde taşınmazın tamamı hakkında davanın kabulü yönünde hüküm kurulması dahi isabetsiz olup davalı Hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 08.05.2013 gününde oy birliği ile karar verildi.