11. Hukuk Dairesi 2018/1621 E. , 2019/3325 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/12/2016 tarih ve 2015/296 E. - 2016/511 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 21/12/2017 tarih ve 2017/1131-2017/1196 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı kurum vekili, katılma yoluyla davalı şirket vekili ve davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin "MİS" esas ibareli tanımış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "KÖFTEMİS" ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TPMK’ya başvuruda bulunduğunu, 2011/98645 kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından yapılan itirazın, diğer davalı TPMK YİDK"nin 2015-M-4173 sayılı kararı ile yerinde görülmeyerek reddedildiğini ileri sürerek, davalı TPMK YİDK"nın anılan kararının iptalini, tescil edilmiş olması halinde diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK."nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; markalar arasında 29. sınıfta yer alan tüm emtia yönünden, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında halk nezdinde bir karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, davacıya ait markanın tanınmışlık statüsünü kazanmasının, davaya konu başvuru tarihinden sonraki bir tarihe tekabül etmesi nedeniyle, farklı olarak addedilen 35. sınıf (01-05) açısından, 556 sayılı KHK"nın 8/4. maddesinde yer alan hükmün davacı yararına uygulanması ihtimalini ortadan kaldırdığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne,davalı YİDK"nın 2015-M-4173 sayılı kararının 29. sınıfta yer alan tüm emtialar yönünden iptaline, davalı şirketin 2011/98645 sayılı markasının 29. sınıfta yer alan tüm emtialar yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekilleri istinaf isteminde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin verdiği kararda, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı kurum vekili, davalı şirket vekili (katılma yoluyla) ve davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 30/04/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.