10. Hukuk Dairesi 2015/18675 E. , 2015/21687 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Kayseri 2. İş Mahkemesi
Tarihi :26.05.2015
No :2015/291-2015/264
Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma üzerine verilen kararla, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 13.07.2010 tarihinde meydana gelen zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerin tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanununun, 21 ve 23. maddeleridir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, bozma ilâmının gereği yerine getirilmemiştir.
Önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere;
Mahkemece 23. maddede yer alan koşulların somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilmeden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme neticesi hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
5510 sayılı Kanunun 23. maddesinde; “Sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten önce meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık halleri sonucu ilgililerin gelir ve ödenekleri Kurumca ödenir.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, Kurumca yapılan ve ileride yapılması gerekli bulunan her türlü masrafların tutarı ile gelir bağlanırsa bu gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri tutarı, 21"inci maddenin birinci fıkrasında yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın, işverene ayrıca ödettirilir.” hükmü yer almaktadır.
Sözü edilen madde ile; işverenin kaçak işçi çalıştırmasının önlemesi amaçlanmış olup, maddenin düzenleniş şeklinden de açıkça anlaşılacağı üzere, 23’üncü maddeye göre işverenin sorumluluğu kusursuz sorumluluk ilkesine dayanır. Zararlandırıcı sigorta olayında işverenin hiç kusuru olmasa bile, şayet sigortalının işe girişi süresinde Kuruma bildirilmemiş ise, Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarının tamamından sorumlu tutulması gerekir. Öte yandan; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 51’inci maddesindeki; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” ve 52’nci maddesindeki “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” hükümleri gözetilerek, zarar gören(sigortalının) müterafik kusurları da nazara alınarak söz konusu maddeler kapsamında hâkim tarafından takdir edilecek uygun bir indirimin yapılması gereği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında; Mahkemece, 5510 sayılı Kanunun 23. maddesinde yer alan koşulların somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilmeden, sigortalı kusurunun tamamı üzerinden indirim uyğulanarak tazminata hükmedilmesi suretiyle eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme neticesi hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
O hâlde, davacı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.