Esas No: 2021/2927
Karar No: 2022/2675
Karar Tarihi: 06.04.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/2927 Esas 2022/2675 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ceza Dairesi tarafından verilen kararda, davacının suçsuz olduğu ortaya çıkan bir ceza davasında tutuklu kalması nedeniyle tazminat talebinin kısmen kabul edildiği ve davalıdan 80.000 TL manevi tazminatın alınarak davacıya verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak, kararın temyiz edilmesi sonucunda Yargıtay, tazminat miktarının belirlenirken hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerektiğini ve belirlenen ölçütlere uyulmadığını belirtmiştir. Bu nedenle, karar bozulmuş ve dosya yeniden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 142. maddesi
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 302/2. maddesi ve fıkrası
- 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 304/2. maddesi
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak,davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 80.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hükme yönelik, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 19.04.2017 tarihli, 2017/21 Esas, 2017/1466 Karar sayılı "Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.10.2016 tarih, 2016/323 Esas, 2016/387 Karar sayılı kararının kaldırılarak, davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 80.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine" ilişkin karar davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/179 Esas – 2016/46 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının suç işlemek için kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin ve devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme suçlarından 25.10.2010 – 02.08.2012 tarihleri arasında 647 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 10.03.2016 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 1.000.000 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 1.000.000 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılıp, ilk derece mahkemesinin hükmünün kaldırılarak, 80.000 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmiş olup;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin davanın reddi gerektiğine, hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğuna ilişkin tüm, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtayın görevi ülke genelinde uygulama birliğinin sağlanması ve benzer olaylarda aynı çözüm tarzının oluşturulmasıdır. Bu görev yerine getirilirken hukukun genel ilkeleri, ülkedeki pozitif hukuk normları ve uluslararası temel insan haklarına ilişkin kural ve kabullere uygun bir yorum ve uygulama benimsenmelidir.
Bu ilke yalnızca denetim mahkemeleri için değil, hüküm mahkemeleri için de geçerlidir. Hukuk devletinin en belirgin özelliği hiçbir kurum ve makam ayrımı gözetilmeden herkesin hukuk kurallarına uymasıdır.
Dairemizin yerleşik kararlarında da vurguladığı üzere, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da üstünde olacak şekilde eksik manevi tazminata hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 19.04.2017 tarihli, 2017/21 Esas, 2017/1466 Karar sayılı "davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne" dair hükmünün 5271 sayılı CMK'nın 302/2. madde ve fıkrası uyarınca BOZULMASINA; bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere 5271 sayılı CMK'nın 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 304/2. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE; 06.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.