Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/2874 Esas 2013/5041 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2874
Karar No: 2013/5041
Karar Tarihi: 07.05.2013

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/2874 Esas 2013/5041 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2013/2874 E.  ,  2013/5041 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Dava konusu Konaklar Mahallesi çalışma alanında bulunan 125 ada 11 parsel sayılı 892,76 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, hükmen davalı ... ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., dava konusu taşınmazın içerisinden kadim patika yol geçtiği ve taşınmazın güneye doğru olan uzantısını kendisine ait 8 parselle bütün olarak kullandığını ileri sürerek, kadim yolun paftasında gösterilmesi ve taşınmazın güneyindeki bölümün, 8 sayılı parsele ilave edilerek tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişisinin 2 nolu krokisinde sarı ile boyalı (A2) ve (B2) harfleri ile gösterilen bölümlerin, 11 sayılı parselden ifrazı ile kadastro haritasında kadim yol olarak gösterilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    6100 sayılı HMK 297/2 maddesi uyarınca hükmün sonuç kararında gerekçeye ait bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümler, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Kısaca; hakim, hükmün gerekçesine uygun ve infazı kabil hüküm kurmak zorundadır. Ne var ki, mahkemece verilen hükmün infazı kabil olmadığı gibi kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası ve fen bilirkişi raporu da çelişmektedir. Hükme esas alınan 28.07.2011 havale tarihli fen bilirkişi raporunda yol olan bölümün rapora ekli 2 numaralı krokide (A2) olarak gösterilen 74,54 m2 yüzölçümündeki kısım olduğu açıklandığı ve mahkemece de davacının yola ilişkin talebi kabul edildiği halde, hüküm fıkrasında, sözü edilen 2 numaralı krokide (B2) olarak gösterilen bölümün de yol olarak gösterilmesine karar verilmesi doğru değildir. Kabule göre de; hüküm fıkrasında (A2) ve (B2) bölümlerinin yüzölçümlerinin gösterilmemesi ve ifraz edilen bölümlere ilişkin tapu kaydının iptaline karar verilmemesi de isabetsiz olup, davalı ..."ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.