11. Hukuk Dairesi 2020/2729 E. , 2020/5106 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 17. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 07.04.2017 tarih ve 2014/984 E- 2017/447 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi"nce verilen 10.01.2019 tarih ve 2017/2102 E- 2019/21 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı banka ile dava dışı Nassa Elektrik İnş. Ltd. Şti. arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, bu kapsamda kredi kullandırıldığını, davalıların anılan kredi sözleşmesinin müşterek borçlusu ve müteselsil kefili olduklarını, kullanılan kredinin geri ödenmediğini, hesabın kat edildiğini ve ihtarname keşide edildiğini, tahsili için davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, anılan takibin davalıların haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek, davalıların icra takibine itirazlarının iptaline, takibin devamına ve inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, mükerrer takip olduğunu, aynı borçtan kaynaklı kıymetli evrak takibi başlatıldığını savunarak, davanının reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava dışı kredi kullananın kredi borcunu ödeyemediği, davacının hesabı kat ederek, dava dışı firma ile davalıları temerrüde düşürdüğü, davalıların müşterek borçlu ve müteselsil sıfatı ile gerek asıl borçlunun gerekse kendilerinin kredi borcunu ödediğini kanıtlayamadığı, takipten sonra, davadan önce bir takım ödemeler yapılmış ise de anılan ödemelerin borcu karşılayacak tutarda olmadığı, davalıların borcunun TBK"nın 100. maddesi uyarınca kısmi ödemeler işlemiş faiz ve diğer fer"ilere öncelikle mahsup edilerek dava tarihine göre belirlendiği, alacak belli ve bilinebilir nitelikte olduğundan inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların İzmir 28. İcra Müdürlüğü’nün 2014/6449 esas sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazların kısmen iptaline, icra takibinin davalı ..."un 1.182.768,23 TL"lik kısmından diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olması kaydıyla 1.184.091,02 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa dava tarihi aynı zamanda son ödeme tarihi olan 29.05.2014 tarihinden itibaren yıllık %26 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV"si ile birlikte tahsili suretiyle devamına, tahsilde gerek davalılar gerek başka takiplerle tekerrür olmamasına, davalı ..."un 236.553,64 TL"lik kısmından diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olması kaydıyla 236.818,20 TL olan ve hüküm altına alınan alacağın %20"sine tekabül eden inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, tahsilde tekerrür olmamasına karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesince takipten sonra ve davadan önce yapılan tahsilatların TBK 100. maddesi uyarınca sırasıyla önce ferilerinden ve daha sonra asıl alacaktan mahsubu suretiyle dava tarihi esas alınarak hesaplama yaptırılarak karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, benimsenen bilirkişi ek raporlarının denetime ve karar vermeye elverişli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kefalet sözleşmesinden kaynaklanan alacağa dair başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, takipten sonra ve davadan önce kredi borcuna mahsuben yapılan ödemelerin asıl alacaktan düşülmesi gerekirken ödemeleri borcun ferilerine mahsup eden bilirkişi raporuna istinaden karar verilmiştir. Dairemizin istikrarlı uygulaması gereği takipten sonra yapılan ödemeler nedeniyle alacaklının itirazın iptali davasını açmasında hukuki yararı bulunmamaktadır. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş ise de, temyiz eden sıfatına göre bozma sebebi yapılmamış eleştiri konusu yapılarak kararın onanması yoluna gidilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.