
Esas No: 2013/4737
Karar No: 2013/4962
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/4737 Esas 2013/4962 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar kendilerine ait 928 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki yüzölçümünün 8.798 metrekare olduğunu ancak zemin ve paftasına göre yaklaşık 12.000 metrekare yüzölçümünde bulunduğunu belirterek tapu kaydındaki yüzölçümünün düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi"nin 15.06.2006 tarihli bozma ilamıyla tüm komşu parsel maliklerinin davaya dahil edilmesi gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, komşu parsellere yönelik ve mülkiyet iddiasını içeren dava niteliğinde olmayıp, davacılar adına kayıtlı 928 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti sırasında, teknik hata yapılmak suretiyle yüzölçümünün yanlış hesaplandığı iddiasına ilişkindir. Hal böyle olunca iddianın ve talebin hukuki niteliği; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesinde düzenleme bulan “Hataların Düzeltilmesi” istemidir. Ancak; davacılar tarafından, anılan yasa maddesi uyarınca öncelikle Kadastro Müdürlüğüne müracaat edilerek, kadastro sırasında yapılan teknik hataların düzeltilmesi talebinde bulunulması gerekirken, böyle bir müracaat olmaksızın doğrudan mahkemeye dava açıldığı ve mahkemece de davanın mülkiyete ilişkin bir dava gibi kabul edilerek, hak düşürücü süre nedeniyle reddedildiği anlaşılmaktadır. İdari bir kuruluş olan Kadastro Müdürlüğüne başvuru yolu tüketilmeksizin, uyuşmazlığın çözümünün doğrudan mahkemeden istenilmesi davanın; yargı yolu nedeniyle reddini gerektirirken, mahkemece yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Ancak, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesinin yukarıda açıklanan biçimde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 06.05.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.