4. Ceza Dairesi 2017/1238 E. , 2017/7212 K.
"İçtihat Metni"
Tehdit suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-2. cümle, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/06/2016 tarihli ve 2016/137 esas, 2016/194 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 03.01.2017 gün ve 94660652-105-34-12904-2016-Kyb sayılı yazılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25/01/2017 günlü ve 2017/3883 sayılı tebliğnamesiyle bozma düşüncesiyle daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede,
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamasına gerekçe olarak adli sicil kaydı ile zararın giderilmemiş olması gösterilmiş ise de; sanığın adli sicil kaydı bulunmadığı gibi, tehdit suçundan kaynaklanan zararın manevi nitelikte olup giderilmesi gereken maddi bir zarar olmadığının anlaşılması karşısında, sanık aleyhine sonuç doğuracak nitelikte yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
1-Olay
Sanık hakkında TCK"nın 106/1-2 maddesi gereğince tehdit suçundan açılan davada, İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 17/06/2016 tarihli ve 2016/137, 2016/194 karar sayı ile sanığın anılan maddeye göre mahkumiyetine, sanığın sabıkalı oluşu ve zararın giderilmemesi nedeniyle hakkında CMK"nın 231. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair verilen kararda, dava konusu tehdit suçundan kaynaklanan maddi bir zararın bulunmadığı, suçtan dolayı doğacak manevi zararın ise giderilmesi gereken bir zarar olmadığı, sanığın sabıkalı olduğu ifade edilmiş ise de, sanığın kimlik bilgilerine göre alınan adli sicil kaydına göre suç tarihi itibariyle sabıkasız olup, başkasına ait adli sicil kaydına dayanılarak yazılı şekilde hükmün açıklanmasına yer olmadığına dair verilen kararın kanun yararına bozulması istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
2-Hukuksal Değerlendirme
Dosya kapsamı ve kanun yararına bozma istemi incelenerek birlikte değerlendirildiğinde, sanığın katılanı tehdit ettiği iddiasıyla açılan davada mahkemece sanığın eylemi sabit görülerek TCK"nın 106/1-2 , 52/2 maddelerine göre 500. TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin kararın temyiz edilmeyerek kesinleştiği olayda, mahkemece sanığın sabıkalı olması ve zararın giderilmemesi nedeniyle CMK"nın 231. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de,
Sanığın suç tarihi itibariyle sabıkasız olmasına rağmen, başkasına ait kimlik bilgilerine göre alınan adli sicil kaydına itibar edildiği, dava konusu tehdit suçundan dolayı mağdurun giderilmesi gereken maddi bir zararının bulunmadığı gibi Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 07/05/2013 tarih ve 2012/12-1497 esas, 2013/238 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, "burada giderilmesi gereken zarardan kast edilen maddi zarar olup, manevi zararın bu kapsamda bulunmadığı" görülmekle, yazılı şekilde yasal olmayan gerekçelerle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmaktadır.
3-Sonuç ve Karar
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 17/06/2016 tarihli ve 2016/137, 2016/194 karar sayı ile verilip kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre, CMK"nın 231. maddesinin yeniden değerlendirilmesi gerekeceğinden, sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde yerine getirilmesine, 09.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi