Esas No: 2021/8329
Karar No: 2022/13450
Karar Tarihi: 05.10.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/8329 Esas 2022/13450 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın temyizi sonucunda, sanığın Suriye uyruklu olduğu ve yargılama sırasında en son ikamet adresini bildirdiği halde hüküm yokluğunda yapılan yargılama sonucunda verilen kararın usulsüz olduğu kabul edilerek yapılan incelemede, suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu ancak suç tarihinden sonra ise 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi yollamasıyla belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası nazara alınarak sonucuna göre uygulama yapma görevinin yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu belirlenmiştir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı nedeniyle, 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması belirtilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri 5607 sayılı Yasa'nın 3/5, 3/10, 3/18, 3/22 ve 5/2 maddeleri, 6455 sayılı Yasa'nın 3/18 maddesi, 6545 sayılı Yasa'nın 5607 sayılı Yasa'nın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu hususu, 7242 sayılı Yasa'nın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanığın Suriye uyruklu olduğu, yargılama sırasında en son ikamet adresini ''... Caddesi ... Sokak No:12 ...'' olarak bildirdiği halde, hükmün yokluğunda yapılan yargılama sonunda verilmesi üzerine gerekçeli kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/1.maddesi uyarınca sanığın bildirdiği en son ikamet adresinde tebliğ edilmesi gerekirken 21/07/2014 tarihli Resmi Gazete'de ilan edilmek suretiyle yapıldığı, ilanın Resmi Gazete'de yapılmasının da aynı Kanunun 29/1. maddesine aykırı olması nedeniyle usulsüz olduğu, bu itibarla sanık müdafinin öğrenme üzerine 27/05/2015 tarihinde yaptığı eski hale getirme talebinin kabulü ile temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu gözetildiğinde;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasanın 3/18. maddesi ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası nazara alınarak sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2-24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
Dava konusu eşyanın müsaderesi sırasında uygulama maddesi olan TCK'nun 54/4. madde ve fıkrası yerine TCK'nun 54. maddesinin gösterilmesi suretiyle CMUK'nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.