23. Ceza Dairesi 2015/1551 E. , 2015/675 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, katılanın özürlü olan eşi adına Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı nezdinde maluliyet başvurusunda bulunacağı ve çocuk borçlanma prim bedellerini yatıracağı vaadiyle 26/0/2009 tarihinde 4.500-TL ve 09/12/2009 tarihinde ise 1.400-TL aldığı, ancak vaadini yerine getirmediği anlaşıldığından dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanığın, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda katılana karşı aynı suçu birden fazla kez işlemesi nedeniyle TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmemiş; TCK"nın 51. maddesi uyarınca sadece hapis cezasının ertelenebileceği hükmüne aykırı olarak, hapis ve adli para cezası ayrımı yapılmadan, ""sanığa verilen cezanın ertelenmesine"" ve TCK’nın 51/3. maddesi uyarınca, denetim süresinin bir yıldan az olamayacağı hükmüne aykırı olarak, mahkum olduğu kısa süreli hapis cezası ertelenen sanığın, 6 ay denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiş ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak ;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 100 gün olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının; adli para cezasına ilişkin kısmından sırasıyla "100 gün ", "50 gün"" ,""41 gün"" ve "820-TL " terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 gün"" , " 2 gün"" , ""1 gün"" ve "20 TL" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.