12. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/9189 Karar No: 2016/10878 Karar Tarihi: 13.04.2016
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/9189 Esas 2016/10878 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2016/9189 E. , 2016/10878 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, takip dayanağı bonoyu şirket yetkilisi olarak imzaladığını ve şahsi sorumluluğu bulunmadığını ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Borçlunun başvurusu, bu hali ile İİK."nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Dolayısıyla, itiraz hakkında İİK."nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup; anılan maddenin 5. fıkrasında “İtirazın kabulü kararı ile takip durur.” hükmüne yer verilmiştir. Aynı maddenin 6. fıkrasında ise; borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde, borçlunun isteği üzerine kötü niyeti veya ağır kusurunun bulunması koşuşuyla alacaklının, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere üzere tazminata mahkum edileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda, mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK."nun 169/a-5. maddesi uyarınca söz konusu borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz ise de; inceleme konusu karar, borçlu tarafından temyiz edildiğinden aleyhe bozma yasağı ilkesi gereğince bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Öte yandan, takibe konu bonoda, keşideci bölümünde; ........"ne ait iki adet kaşe ile borçlu ..."nun adı ve soyadının yer aldığı, senedin çift imza ile düzenlendiği, her iki imzanın da şirket kaşesi üzerinde bulunduğu ve kaşe dışında açığa imza atılmadığı görülmektedir. Bu durumda, alacaklının, borçtan şahsen sorumlu olmadığı açıkça anlaşılan muteriz borçluya karşı başlattığı takipte, ağır kusurlu olduğunun kabulünün gerekeceği kuşkusuzdur. Nitekim, mahkemece de, takibe dayanak bonoda, her iki imzanın da kaşe üzerinde olup; açıkta imzası olmayan borçlunun senetten şahsi sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle borçlu ..."nun borca itirazının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, borçlunun gerek 16.02.2015 tarihli itiraz dilekçesinde ve gerekse yargılama sırasında tazminat isteminde bulunduğu tartışmasızdır. O halde, mahkemece, İİK.’nun 169/a-6. maddesi uyarınca; alacaklının takip konusu asıl alacağın %20"sinden aşağı olmamak üzere tazminat ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.