Vergi Usul Kanununa Muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/6985 Esas 2019/742 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/6985
Karar No: 2019/742
Karar Tarihi: 22.01.2019

Vergi Usul Kanununa Muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/6985 Esas 2019/742 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık vergi usul kanununa muhalefet suçundan mahkum edilmiştir. Sanığın defter ve belgeleri saklama ve ibraz yükümlülüğüne uymadığı belirlenmiştir. Mahkeme, sanığın defter ve belgeleri suç tarihinden önce teslim aldığı beyanı üzerine, delilleri değerlendirerek suçun sübutu yönünde karar vermiştir. Ancak sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gereken TCK'nin 53. maddesindeki haklarının göz ardı edilmesi nedeniyle karar bozulmuştur. Ancak yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığı belirtilerek, TCK'nin 53. maddesinin uygulanması ile ilgili düzeltmeler yapılması ve diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanması kararlaştırılmıştır.
Kanun Maddeleri: 5271 sayılı CMK'nın 217. maddesi, 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı iptal kararı, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'un 321 ve 322. maddeleri.
11. Ceza Dairesi         2016/6985 E.  ,  2019/742 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Defter ve belgeleri saklama ve ibraz yükümlülüğünün sanığa ait olması, tanık ...’in ibrazı istenen defter ve belgeleri suç tarihinden önce sanığa teslim ettiğini beyan etmesi, 2007 takvim yılında sahte fatura kullanma fiili ile ilgili olarak yapılacak vergi incelemesi amacıyla defter ve belgelerin ibrazının istenmesi karşısında; 5271 sayılı CMK"nin 217. maddesi uyarınca duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendirip, suçun sübutu yönünden vicdani kanıya ulaşan mahkemenin takdir ve kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş; gerekçeli karar başlığında “26.09.2012” şeklinde yanlış yazılan suç tarihinin, Mahkeme tarafından “12.10.2012” olarak düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafiinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
    5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

    Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK"nin 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine ""Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı iptal kararından sonra oluşan duruma göre, sanık hakkında, TCK"nin 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına"" ibaresinin yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.01.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.