Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/345
Karar No: 2020/3905
Karar Tarihi: 01.10.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2020/345 Esas 2020/3905 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalıların çifte tapu kaydı nedeniyle sahip oldukları taşınmazın Hazine adına kayıtlı tapu kaydının kapsamında olduğunu savunan Hazine, malik hanesinin Hazine adına doldurulması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılamada davanın reddedilmesi sonucu Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ancak, yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmadığından kararın bozulması gerektiği doğru bulunmuştur. Mahkemece yeniden keşif yapılarak tarafların tuttuğu tapu kayıtları ve ifraz krokileri, mahkeme kararları ve kamulaştırma evrakları gibi belgelerin getirilmesi, haritalara göre kapsamlarının belirlenmesi, hudutların tespiti ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise 2613 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’dur.
16. Hukuk Dairesi         2020/345 E.  ,  2020/3905 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
    KANUN YOLU: TEMYİZ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    ... İlçesinde 2613 sayılı Yasa uyarınca yapılan kadastro sırasında, ... Mahallesinde kain 432 ada 15 parsel sayılı 130,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz çifte tapu kaydı nedeniyle malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edildikten sonra, 1987 yılında yapılan imar uygulaması sonucunda 106,00 metrekare yüzölçümü ile 1923 ada 3 parsel numarası verilerek ... Belediyesi adına tescil edilmiş ve bilahare 08.03.1991 tarihinde satılarak ..."e intikal etmiştir. Davacı Hazine, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazın malik hanesinin açık bırakıldığını, bilahare Encümen kararı ile ... Belediyesi adına tescil edildiğini ve satış nedeniyle davalılara intikal ettirildiğini, buna karşın Encümen Kararının İdare Mahkemesince iptal edilerek bu kararın kesinleştiğini, dolayısı ile tescilin yolsuz hale geldiğini ve çekişmeli taşınmazın Hazine adına kayıtlı tapu kaydının kapsamında kaldığını ileri sürerek, malik hanesinin Hazine adına doldurulması istemiyle 31.07.2001 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, 432 ada 15 parsel sayılı taşınmazın malik hanesinin ... mirasçıları adına doldurulmasına ve taşınmazın bu şekilde tespit ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, davacı Hazine’nin dayandığı tapu kaydının davalı parsele uymadığı, davalı ...’e ait tapu kaydının ise taşınmaza uyduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı Hazinenin dayandığı 21.12.1951 tarih ve 55 sıra numaralı tapu kaydının, tesisinden sonra hükmen ve idari yoldan ifraz edildiği, yine davalı ...’in dayandığı 29.01.1958 tarih ve 64 sıra numaralı tapu kaydının kök tapu kaydı olan 31.07.1950 tarih 53 sıra nolu tapu kaydının tesisinden sonra idari yoldan ifraz edildiği ve dolayısıyla haritalarının bulunduğu anlaşılmasına rağmen, ifraza ilişkin mahkeme kararları ve eki haritalar ile idari yoldan ifraza ilişkin haritalar getirtilip dosya ikmal edilmediğinden dolayı hükme esas alınan bilirkişi raporu denetlenemediği gibi ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.05.1957 tarih 1952/1 Esas, 1957/323 Karar sayılı ilamı ile, Hazine’nin dayandığı 21.12.1951 tarih ve 55 sıra numaralı tapu kaydından ayrılan ve fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölüme ilişkin, söz konusu mahkeme kararından sonra Hazine tarafından kamulaştırma işlemi yapıldığı belirtildiği halde kamulaştırma krokileri getirtilerek çekişmeli taşınmazın kamulaştırma alanında kalıp kalmadığı da tespit edilmemiştir. Öte yandan, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20/A maddesi uyarınca, kayıt ve belgeler harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, kapsamlarının harita, plan ve krokideki sınırlar esas alınarak belirlenmesi zorunlu olup, mahkemece, yöntemine uygun kayıt uygulaması yapıldığından da sözedilemez. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak karar verilemez.
    Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşabilmek için mahkemece öncelikle, tarafların tutundukları tapu kayıtlarının ve tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile tesislerine esas alınan belgeler ve tesislerinden sonra ifrazlarına esas olan Mahkeme kararları ile eki olan fen bilirkişi raporları ve idari yoldan yapılan ifrazlara ilişkin ifraz krokileri, kamulaştırma yapılan bölüme ilişkin kamulaştırma evrakları ve krokileri getirtilmeli, bundan sonra mahallinde, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve tarafların aynı yöntemle tespit edip bildirecekleri tanıklar ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında tarafların dayandığı tapu kayıtları ve tapu kayıtlarının dayanağı olan haritalar zemine uygulanıp kapsamları 3402 sayılı Kadastro Yasası"nın 20/A maddesi gereğince haritalarına göre belirlenmeye çalışılmalı; tapu kayıtlarının haritalarının uygulanamaması halinde, tapu kayıtlarında okunan sınır yerleri okunup, sınırların mahalli bilirkişilerce zeminde tek tek göstertilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı; kamulaştırma krokilerinin yöntemince uygulanması suretiyle çekişmeli taşınmazın kamulaştırılan alan içerisinde kalıp kalmadığı kesin olarak belirlenmeli, taşınmazın her iki tapu kaydının kapsamında kaldığının anlaşılması halinde, önceki tarihli doğru temele dayanan kayda değer verileceği düşünülmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan şekilde araştırma yapılmaksızın, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi