MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.
Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir.
Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten süjelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Suçun bu nitelikli halinin oluşabilmesi için, bankaya ait mal ve hizmetler ile fonksiyonlarının kullanılması yeterli olup suçun mağdurunun kim olduğunun nitelikli halin oluşumu bakımından ayrıca bir önemi bulunmamaktadır. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde;
Katılan ..."ın 27/11/2007 tarihinde sahibi bulunduğu şirket adına 35.000 TL"lik mazot almak hususunda açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen ... isimli kişi ile anlaştığı, ... isimli kişinin aynı tarihte ...İlçesi"nde bulunan tanık ...’ü de aradığı ve bu kişi ile katılana 35.000 TL’lik mazot satılması konusunda anlaştıkları, ... isimli kişinin yönlendirmesi ile katılana teslim etmek
üzere...Rafinerisi"nden mazot satın alan tanık ...’ün söz konusu mazotu katılanın gönderdiği kişiye teslim etmek için katılan tarafından mazot bedelinin hesabına yatırılmasını istediği, ancak ... isimli kişinin mazot bedelinin yatırılması için katılana bildirdiği hesabın sanık ... adına İslahiye ... Bankası Şubesi nezdinde açılmış bulunan hesap olması nedeni ile katılanın söz konusu parayı bu hesaba havale ettiği, bunun üzerine katılanın bedelini ödemiş olduğu mazotu teslim alamadığı, bu şekilde sanık ...’un hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde katılan tarafından mazot bedeli olarak hesabına havale edilen parayı kabul ederek dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Sanık ...’un aşamalardaki savunmalarında atılı suçu işlemediğini zira, hesabına aktarılan paranın kendisi ile telefonla irtibat kuran ve isminin ... olduğunu beyan eden kişiye sattığı ve bu kişi tarafından iş yerine gönderilen şahsa teslim ettiği altının bedeli olduğunu beyan ederek satılan altınlarla ilgili bu kişi adına tanzim edilen fatura ibraz etmiş olması, katılanın ise kendisini dolandıranın sanık olduğunu ısrarla beyan etmiş olması, aynı eylem nedeniyle haklarında soruşturma başlatılan ve tefrik kararı verilen ...ve ... isimli Şahıslarla ilgili evrakın akibetinin belli olmaması karşısında;
Gerçeğin kuşkuya yer vermeksizin tespiti bakımından, ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2009/2339 nolu evrakı üzerinden sanığa atfedilen aynı eylem nedeniyle haklarında soruşturma yürütülen ... ve ... isimli kişilere ilişkin soruşturmanın akıbetinin araştırılmasından, sanığa ait olup suç tarihinde sanık tarafından kullanılan ... nolu GSM hattı ile sanığa ait iş yerinde takılı bulunan...numaralı sabit telefon hattına ilişkin suç tarihinde öncesini, suç tarihini ve suç tarihinden sonrasını kapsayan görüşme kayıtlarının temini ve sanık tarafından dosyaya ibraz olunan ve savunmasına dayanak yapılan ... isimli kişiye altın satımına ilişkin faturanın sıhhatinin tespiti bakımından söz konusu faturaya ilişkin tüm muhasebe kayıtlarının getirtilerek gerekirse bilirkişi marifeti ile incelenmesinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde eksik inceleme ile beraat kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15/04/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.