22. Hukuk Dairesi 2020/971 E. , 2020/3625 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT ...
DAVALILAR : 1-...
2-...
3-...
4-...
5-...
6-...
7-...
8-...
9-...
10-...
11-...
12-...
ADLARINA VEKİLLERİ AVUKAT ...
13-...
14- ...
15-SABAHATTİN GÜLTEKİN
DAHİLİ
DAVALILAR :1-ŞÜKRÜ ÖZYÖRÜK
2-...
3-...
4-...
5-...
ADLARINA VEKİLLERİ AVUKAT ...
6-...
7-...
ADLARINA VEKİLLERİ AVUKAT ...
8-...
9-...
ADLARINA VEKİLLERİ AVUKAT ...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili ile davalılardan Atila Ekmekçigil, ..., ..., Emine Sözmeziç, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili ve dahili davalılardan Şükrü Özyörük, ..., ..., ..., Sevgi Camdan ve ... vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 20/10/1987-06/07/2010 tarihleri arası apartman görevlisi olarak çalıştığını iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshedildiğini beyanla öncelikle feshin geçersizliğine aksi halde kıdem tazminatı, ücret, hafta tatili, yıllık ücretli izin, kötüniyet tazminatı, manevi tazminat, boşta geçen süre ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıların Cevaplarının Özeti:
Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili, davacının iş sözleşmesinin 31/05/2010 tarihinde feshedildiğini davacının taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ..., ... ve ..., davacının taleplerinin bir kısmını kabul ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı Vakıf, davalı ... ve davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davacı ... davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının yerinde bulunmayan ve sebepleri bildirilmiş olmayan bozma isteği ile davalıların aşağıdaki aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 20 nci maddesine göre “Kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça: a) Kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak; b) Anagayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payı oranında; Katılmakla yükümlüdür. c) Kat malikleri ortak yer veya tesisler üzerindeki kullanma hakkından vazgeçmek veya kendi bağımsız bölümünün durumu dolayısıyla bunlardan faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadığını ileri sürmek suretiyle bu gider ve avans payını ödemekten kaçınamaz.”
Aynı Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre “Kat malikinin, 20 nci madde uyarınca payına düşecek gider ve avans borcundan ve gecikme tazminatından, bağımsız bölümlerin birinde kira akdine, oturma (sükna) hakkına veya başka bir sebebe dayanarak devamlı bir şekilde faydalananlar da müştereken ve müteselsilen sorumludur. Ancak, kiracının sorumluluğu ödemekle yükümlü olduğu kira miktarı ile sınırlı olup, yaptığı ödeme kira borcundan düşülür.”
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu"nun 6 ncı maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı yasanın üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
Değinilen Yasanın 120 nci maddesi hükmüne göre, 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Yasanın 6ncı maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Kat maliklerinin katılımının ne şekilde olacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı takdirde 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 20/a maddesi gereğince kapıcı giderlerine tüm malikler eşit olarak katılmalıdır. Bu katılım sorumluluğu borcun yasal olarak ödenmesi gereken tarihte malik olan kişiye aittir. Hesaplanan kıdem tazminatına esas alınan sürenin bir bölümünün önceki malik dönemine ait olması, borcun doğduğu tarihte malik olan davalıyı, bu sorumluluktan kurtarmaz. Şartları varsa, ödediği kıdem tazminatının önceki malik dönemine isabet eden miktarı için rücu hakkını kullanabilir.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 03/10/2001 tarih 2001/18-642 esas-2001/662 karar sayılı kararı )
Yukarıda değinilen Hukuk Genel Kurulu kararında da işaret edildiği üzere kat mülkiyetine konu olan taşınmazda bulunan bağımsız bölümleri devreden ve devralan kat maliklerinin kapıcı giderleri yönünden, işyeri devri hükümlerine göre devreden ve devralan işveren gibi sorumlu oldukları kabul edilmelidir.
Somut olayda, davacı davalıların kat maliki olduğu apartmanda 20/10/1987 - 05/06/2010 tarihleri arası kapıcı olarak çalışmıştır. Dava konusu işçilik alacaklarının davalı kat maliklerinden tahsili talep edilmiş, Mahkemece bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Şöyle ki; davacının talebi ve Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 20/a maddesi dikkate alındığında davacının hüküm altına alınan alacaklarından davalı kat maliklerinin eşit olarak sorumlu olması gerektiği sabittir. Ancak 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 1 inci maddesinde kat malikinin; bağımsız bölümler üzerinde kurulan mülkiyet hakkına sahip olanlar şeklinde tanımlandığı ve kat mülkiyetine konu taşınmazdaki bağımsız bölümlerden her birinin ayrı ayrı el birliği ve paylı mülkiyete konu olabileceği düşünüldüğünde eşit sorumluluğun her bir bağımsız bölüm yönünden bulunduğunun değerlendirilmesi gerekir. Bu nedenle Mahkemece davacının çalıştığı kat mülkiyetine konu taşınmazda bulunan 8 ve 11 numaralı bağımsız bölümlerin paylı mülkiyet konusu olduğu gözetilmeksizin dava konusu alacaklardan davalı kat maliklerinin her bir bağımsız bölüm bakımından eşit olarak sorumluluğuna karar verilmesi gerekli iken davalı kat maliklarinin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları hatalı olmuştur.
Ayrıca davacının kapıcı olarak çalıştığı taşınmazın tapu kayıtlarına göre 15 numaralı bağımsız bölüm üzerinde intifa hakkı tesis edildiği ve anılan bağımsız bölümün maliki ...ile intifa hakkı sahibi ...’in davalı olarak gösterildiği anlaşılmış olup mahkemece Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 22 nci maddesi uyarınca 15 numaralı bağımsız bölüme isabet eden alacak miktarından malik ve intifa hakkı sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilerek karar verilmemesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Dosya içinde bulunan tapu kayıtlarına göre davalı ... ve ...’ın fesih tarihinde kat maliki olmadıkları anlaşılmış olup öncelikle adı geçen davalıların 20/10/1987-05/06/2010 tarihleri arası dönemde kat maliki olup olmadıkları araştırılarak kat maliki oldukları anlaşıldığı takdirde yukarıda açıklanan şekilde işyeri devri hükümlerine göre sorumlu oldukları miktarlar belirlenmelidir.
4-Öte yandan davalı ...’in maliki olduğu 1 numaralı bağımsız bölümü, davacının iş sözleşmesini feshettiği 05/06/2010 tarihinden sonra 29/11/2010 tarihinde devraldığı ve işyeri devri hükümleri uyarınca devir tarihinde iş sözleşmesi mevcut olmadığından dava konusu alacaklardan sorumlu tutulamayacağı gözetilmeksizin davalı ... yönünden yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 27/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.