16. Hukuk Dairesi 2016/17850 E. , 2020/3902 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 275 ada 23, 26, 27, 30, 32, 35, 36, 37 ve 38 parsel sayılı muhtelif yüzölçümündeki taşınmazlar, kamu orta malı mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir. Davacılar ... ve ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak, 275 ada 63, 64, 92, 93, 94 ve 95 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak, tapu iptali ve taşınmazların muris ... mirasçıları adına miras payları oranında tescili istemiyle dava açmışlar ve yargılama sırasında asıl dava açmak istedikleri taşınmazların çekişmeli 275 ada 23, 26, 27, 30, 32, 35, 36, 37 ve 38 parsel sayılı taşınmazlar olduğunu belirterek, taleplerini ıslah etmişlerdir. Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi"nin 29.06.2009 tarih ve 2009/2118-2009/3436 Esas, Karar sayılı ilamı ile "davacıların dava ettikleri ve keşif sırasında parsel numaraları belirlenen yerlerle ilgili ıslah taleplerinin kabulü gerekirken, davanın bu konuda ıslahının mümkün olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesinin" isabetsizliğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 275 ada 27, 30, 32, 35, 37, 38 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 21.06.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda 275 ada 39 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile 275 ada 40 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile ve 275 ada 23 parsel sayılı taşınmazın (E), (F), (G), (H) ve (J) harfleri ile gösterilen bölümlerinin tapu kayıtlarının iptali ile ... mirasçıları adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, çekişmeli taşınmazların murisleri ...’dan kendilerine intikal eden taşınmazlar olduğu ve zilyetliklerinde bulunduğu iddiasıyla, davalı Hazine adına olan tapu kayıtlarının iptali ile murisleri ... mirasçıları adına tescilini talep etmişler ve Mahkemece de davanın kabulüne ilişkin yazılı şekilde karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 640. maddesi uyarınca, mirasçılar arasında elbirliği mülkiyet hükümleri geçerli olup ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Bu nedenle, miras yoluyla gelen hakka dayanılarak, terekeye ait bir taşınmaz için, üçüncü kişiye karşı genel mahkemelerde açılacak davalarda, tüm mirasçıların birlikte dava açmaları veya açılan davaya diğer mirasçıların muvafakatlerinin sağlanması ya da miras şirketine temsilci tayin ettirilmesi gereklidir. Davacıların murisi ...’nun dosya içerisindeki veraset ilamına ve nüfus kayıtlarına göre, davacılar dışında, ..., ... ve... isminde mirasçılarının bulunduğu anlaşılmakta olup, bu mirasçılardan ...’ın duruşmada alınan beyanıyla açılan davaya muvafakat ettiğini belirttiği,...adına dahili dava dilekçesi tebliğ edildiği, ... ve ..."nun ise dava tarihinden önce adlarına dava açma ve davayı takip etme hususunda davacı ...’ı vekil tayin ettikleri böylelikle, tüm mirasçıların davaya katılımının sağlandığı kabul edilmiş ise de, varılan sonuç usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Dava açma ve davayı takip yetkisi kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu 114. maddesinde, tarafların taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları yanında dava takip yetkisine de sahip olmaları, taraflara ilişkin dava şartları arasında düzenlenmiştir. Yine taraflar açtıkları davayı kendileri takip edebilecekleri gibi vekil aracılığıyla da takip edebilirler. Usul hukukumuzda kimlerin davayı takip yetkisi olduğu ve kimlerin birbirini davada temsil edebileceği yasalarla açıkça düzenlenmiş olup, eldeki davada davacı ..."ın muris ... mirasçıları ... ve..."yu temsil yetkisi bulunmadığından, adı geçen mirasçıların davada yöntemince temsil edildiklerinden ya da açılan davaya muvafakat ettiklerinden söz edilemeyeceği gibi, diğer mirasçı ...’e de sadece dahili dava dilekçesi gönderilmek suretiyle davaya muvafakatinin sağlandığından bahsedilemez.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacılara, murisleri ..."nun tüm mirasçılarının davaya muvafakatinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanmasını temin yöntemince için süre verilmeli ve bu şekilde taraf teşkili sağlandığı takdirde yargılamaya devam edilerek, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delilleri toplanıp, birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmeli; aksi takdirde davanın taraf sıfatı yokluğundan reddine karar verilmelidir. Mahkemece taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, mahkemenin kısa kararında tescile ilişkin hüküm kurulmaksızın, sadece davanın kabulüne denilmek suretiyle kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşturması da isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.