23. Ceza Dairesi 2015/1686 E. , 2015/671 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, failin kendisinin veya başkasının yararına olarak zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunması veya bu devir olgusunu inkâr etmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde;
Katılan ...’ın ... ili, ... ilçesinde bulunan ... Araç Kiralama isimli şirketin sahibi olduğu, sanıklar ... ve ...’nin 28/12/2009 tarihinde katılanın sorumlusu olduğu şirkete ait ... plaka sayılı aracı 1 günlüğüne kiraladıkları, kira sözleşmesinde kiracı olarak sanık..."in kefil olarak da diğer sanık ..."ın yer aldığı, sanıkların kira süresinin bitiminde söz konusu aracı katılana iade etmedikleri gibi 01/01/2010 tarihinde bu aracı sanıklardan ...’in daha önce araç alım satımı nedeni ile borcu olduğu ... isimli kişiye sattıkları, katılanın ihbarı üzerine söz konusu aracın ...’tan alınarak 09/01/2010 tarihinde katılana teslim edildiği, bu şekilde suça konu aracı kira sözleşmesinde belirtilen sürede katılana iade etmeyip, başka bir kişiye satmak suretiyle teslim amacı dışında tasarrufta bulunan sanıkların üzerlerine atılı olan güveni kötüye kullanma suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; oluşa, sanıkların savunmalarına, katılanın aşamalardaki beyanlarına, kira sözleşmesi formuna ve tüm dosya kapsamına göre; sanıkların bu şekilde gerçekleştirdikleri sabit görülen eylemlerinin güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine; ancak,
1-5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğun, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyumluk yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar, üst soyu ile diğer kişiler yönünden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar sürmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanık hakkında verilen gün para cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında TCK’nın 52/2. maddesinin uygulama maddesi olarak gösterilmemesi
3-Gerekçeli karar başlığında “29/12/2009” olarak gösterilmesi gereken suç tarihinin “02/01/2010” olarak gösterilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK"nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; karar başlığından suç tarihine ilişkin kısmın tamamen çıkartılarak, yerine “29/12/2009” ibaresinin eklenmesi, hüküm fıkrasının “1” numaralı bendinde gün para cezasının adli para cezasına çevrilmesi ile “TCK"nın 52/2 maddesi gereği” ibaresinin eklenmesi, son olarak hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın (c) bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.04.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.