23. Hukuk Dairesi 2017/165 E. , 2019/4695 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince duruşmalı temyiz edilmiştir.
Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalılardan ..."nin 2007 yılında davacı şirket ile temasa geçerek diğer davalı ...R.L. adına Romanya"da 2 adet fabrikanın ekipman tedarik işlerini teklif ettiğini, müvekkili şirketin, ..."ın satın alma sipariş teklifini kabul ettiğini ve tüm parçaların tedarikini sağladığını, siparişlerin tamamını davalılardan ... ...."ye teslim ettiğini, davalı tarafından siparişler geçilirken müvekkil şirket tarafından ... lehine teminat mektupları verildiğini, müvekkilinin her iki fabrikayla ilgili sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerini tamamen yerine getirdiğini ve davalı tarafa toplam 5.891.350 Euro tutarında fatura kestiğini ancak sadece 4.972.430 Euro tutarında tahsilat yaptığını ilgili şirketlerden 918.920 Euro tutarında alacaklı olduğunu ileri sürerek öncelikle teminat mektuplarının toplam bedeli olan 289.950 Euro tutarında müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitini ve teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 200.000 Euro tutarındaki alacağın 3095 Sayılı Kanun"un 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ... Asliye Ticaret Mahkemesinin ihtilafa bakmaya yetkisiz olduğunu, taraflar arasında yukarıda izah edildiği üzere geçerli olan Genel Alım Şartlarının 14. maddesinde taraflar arasında çıkacak her türlü ihtilafa Alman Hukuku"nun uygulanacağı ve her türlü uyuşmazlık, hak talepleri ve ihtilafların Tahkim yoluyla Uluslararası Ticaret Odasının Uzlaşma ve Tahkim Kuralları"na (ICC) göre atanacak 3 hakem tarafından çözümleneceğinin kararlaştırıldığını, esas hakkında ise davacının kendi edimlerini eksik ve ayıplı işler nedeniyle tam olarak yerine getirmediğini ve muaccel bakiye bir alacağı bulunmadığını savunarak davanın esastan reddini istemiştir.
Diğer davalı, yargılamaya katılmamıştır.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı ..."nin yerinde görülen görev itirazının kabulü ile dava dilekçesinin mahkemenin görevsizliği nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davaya konu Genel Alım Şartları’ nın “İfa Yeri, Hukuk, Kısmi Hukuki Geçersizlik, Yetkili Mahkeme ve Yükümlülük” başlıklı 14.maddesinin ikinci fıkrası; “İşbu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda yalnızca ... Mahkemeleri yetkili olacaktır. Ayrıca SA (alt yükleniciye) karşı kanunen yetkili kılınan herhangi bir mahkemede hukuki işlemler başlatma hakkını saklı tutar. Bununla ilgili olarak SA (alt yüklenicinin) Avrupa Birliği üye ülkelerden birinde yerleşik olmaması durumunda, yukarıdaki yargılama yeri yerine aşağıda belirtilen tahkim şartının uygulanması kararlaştırılmıştır. İşbu sipariş mektubundan doğan veya bununla ilgili bütün ihtilaflar, hak talepleri ve uyuşmazlıklar ICC Uzlaşma ve Tahkim Kurallarına göre ve bu kurallara uygun olarak atanacak 3 hakem tarafından kesin olarak çözülecektir.” hükmüne haizdir.
Tahkim şartının geçerli olabilmesi ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın tahkime götürülebilmesi için tarafların, uyuşmazlığın hakemde çözümü ve uyuşmazlığın çözüleceği yer konusunda kesin ve açık bir irade taşımaları gerekir. Oysa az yukarıdaki maddede bu taraflar arasında böyle bir iradenin mevcut olmadığı, uyuşmazlıklarda ... Mahkemelerinin yetkili olacağı ayrıca alt yükleniciye karşı herhangi bir mahkemede hukuki işlemler başlatılabileceği, bununla birlikte bu yargılama yerleri yerine ICC Uzlaşma ve Tahkim Kurallarına göre çözüleceğinin benimsendiği görülmektedir. Bu itibarla, yanlar arasındaki sözleşmede mevcut tahkim şartının geçerli olduğundan bahsetmek mümkün değildir. (Dairemizin 17.04.2014 tarihli, 2013/9119 esas - 2014/3021 karar; 26.05.2014 tarihli, 2014/887 esas - 4043 karar sayılı ilamları da bu yöndedir.). Kaldı ki davacı, yargılama aşamasında tahkim şartı olan belgeyi imzalamadığını belirttiği halde mahkemece bu husus da incelenmemiştir. Bu itibarla, mahkemece işin esasına girilerek yapılacak inceleme sonucu bir hükme varılması gerekirken, taraflar arasında tahkim şartının varlığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 12.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.