16. Hukuk Dairesi 2013/2849 E. , 2013/4848 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda 101 ada 3, 119 ada 24, 109 ada 1, 108 ada 60, 110 ada 30, 116, 106 ada 9 sayılı sırasıyla 32.524.89, 309.83, 1690.54, 1267.85, 22.809.72, 7704.51 ve 11.944.93 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar davalı ... adına tesbit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak davalı adına oluşan tapu kayıtlarının iptali ve miras payı oranında adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında ... aynı iddia ve sebeplere dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, dava konusu 119 ada 24, 109 ada 1, 108 ada 60, 110 ada 30, 106 ada 9 parsel sayılı taşınmazların tümünün, 101 ada 3 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 5999.94 m2 yüzölçümündeki bölümünün ifraz edilerek aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle, 110 ada 116 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) ile gösterilen 1204.51 m2 yüzölçümündeki bölümünün ifraz edilerek aynı adaya son parsel mumarası verilmek suretiyle tapu kayıtlarının iptali ile davacı ... ve müdahil davacı ... adına Yıldızeli Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/83 Esas, 20012/179 karar sayılı mirasçılık belgesinde belirtilen miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazlardan 109 ada 9 parsel sayılı taşınmazın kök muris ..."tan diğer taşınmazların ise muris ..."dan kaldığı, mirasçıları arasında usulüne uygun taksim yapılmadığı gerekçesiyle davacı ... ve müdahil davacı ..."in davalarının kabulü ile adı geçenlerin miras payı oranında tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tesciline karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Çekişmeli taşınmazların muris ... ve muris ..."dan kaldığı, mirasçıları arasında usulüne uygun bir taksimin bulunmadığı dosya kapsamıyla belirlenmiştir. Miras bırakanların ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyeti, TMK.nun 701. maddesinde; “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti elbirliği mülkiyetidir” şeklinde tanımlanmıştır. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli payları olmayıp hakları taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olup terekenin tamamını kapsar. Aynı Kanunun 702. maddesinde topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliği ile karar vermeleri gerektiği belirtilmiştir. Dava açmakta tasarrufi bir işlem olduğuna göre, mirasçılardan birisinin kendi payını ileri sürerek dava açması mümkün değildir. Başka bir anlatımla, bir mirasçının elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bir taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi bulunmamaktadır. Mirasçılardan birisinin kendi payı hakkında 3. kişiye karşı açtığı davadaki talebi diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da dava açılmadığından terekeye temsilci tayini (TMK.640.mad.) veya diğer mirasçıların olurlarının alınması suretiyle de davaya devam edilemez. Hal böyle olunca; dava konusu taşınmazların tapu maliki davalı ..."in adı geçen murislerin mirasçısı olmayıp, terekelere göre 3. kişi konumunda bulunması ve davacı ile müdahil davacının miras payına yönelik dava açmış olmaları karşısında davanın açıklanan nedenle reddine karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak işin esasına girilmek suretiyle yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de muris ..."ın dosyada mirasçılık belgesinin bulunmadığı, bir başka anlatımla davacı ve müdahil davacının miras bırakanlara göre farklı miras paylarının bulunacağı gözetilmeksizin, yalnızca muris ..."a ait mirasçılık belgesine göre adı geçenlerin miras payları belirlenerek hüküm kurulması da isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 03.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.