13. Hukuk Dairesi 2015/42833 E. , 2018/2992 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili, davacı ...’nın ... plakalı Wolkswagen marka aracı görüp beğendiğini, aracın kontrolü için expertize götürmek istediğini, ancak davalının yönlendirdiği... "ta özel bir servise götürdüklerini, tamir servisinin aracı kontrol edip hasarsız olduğu bilgisini verdiğini, bunun üzerine ... Noterliğinin 09.06.2014 tarihli araç satış sözleşmesi ile davacı ...’ın aracı satın aldığını, kasko poliçesinin daha az masraflı olacağının söylenmesi üzerine davacı ...’nın aracı annesi ...’ın üzerine devrettiğini, aracın kaskosunu yapmaya gittiğini, ancak aracın pert kaydının olduğunun ortaya çıktığını, bunun üzerine Mustafa"nın davalıyı aradığını, aracını almasını ve parasını geri vermesini talep ettiğini, ancak davalı tarafından bu isteğin olumlu karşılanmadığını belirterek, ... Noterliği"nin 09.06.2014 tarihli araç satış sözleşmesi ile ... Noterliği"nin 16.06.2014 tarihli araç satış sözleşmesinin iptalini, davalıya ödenmiş bulunan 42.000,00 TL"nin 09.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, araç satış sözleşmesi ile satışı yapılan aracın pert olması nedeniyle sözleşmenin iptali ve araç bedelinin iadesi talebine ilişkindir.
Mahkemece, davacı ..."nın davalıdan satın aldığı davaya konu aracın hasar kayıtlı olduğu, bu hususun davacı tarafça da bilindiği, ayrıca araç satış sözleşmesine de bu şekilde ibare yazıldığı, tanık olarak dinlenen sigortacının da aracın hasar kaydının olduğunun davacıya bildirildiği, buna rağmen davacı tarafça gerekli araştırma yapılmadan özen yükümlülüğünü yerine getirmeden satın alındığı, satın aldıktan sonra aracın pert kaydının olduğunun öğrenilmesi üzerine iş bu davanın açıldığı, aracın km"sinin düşürüldüğü ve yolcu hava yastığının olmadığı, ancak bu hususların davalı tarafça da bilinmediği, araca davalı tarafça masraf yapılıp ekstralar takıldığı, bu nedenle aracın pert fiyatının üzerinde bir fiyata satıldığı, davacının davalının kötü niyetini ispatlaması gerektiği ancak bunu ispatlayamadığı, araca gerekli ekspertiz raporunu aldırıp, motor performansını ve hasara ilişkin sigorta şirketindeki dosyayı araştırıp hasarın ne olduğunu öğrenmesi gerekirken davacının bunları ihmal ettiği, bu durumda davacının sözleşmenin iptali iddiasının dinlenilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa ki, araç satış sözleşmesi davacı ... ile davalı arasında yapıldıktan sonra davaya konu araç ... .Noterliği’nin 16.06.2014 tarihli sözleşmesi ile diğer davacı ...’ya devredildiği dosya kapsamı ile sabittir.
Açılmış bir davanın esasının incelenebilmesi bazı şartların tahakkukuna bağlı olup, bunlara dava şartları denmektedir. Dava şartlarından bir kısmı olumlu (varlığı mutlaka gerekli); diğer bir kısmı da, olumsuz (yokluğu mutlaka gerekli) niteliktedir. Hâkim, önüne gelen bir davada, dava şartlarının mevcut olup olmadığını re’sen gözetecektir.
Bu şartlardan; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114"üncü maddenin 1 inci fıkrasının (d) bendi uyarınca, tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları, 114/1-h bendi uyarınca davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunmasıdır.
Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları, açılmasında davacısı yönünden hukuki yarar dava şartlarındandır ve bu durum davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.
O halde, mahkemece, davacı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle diğer davacı ... yönünden hukuki yarar yokluğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, az yukarıda belirtilen hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/son maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararının gerekçesi yönünden düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan harcın iadesine, HUMK’un 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.03.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.