16. Hukuk Dairesi 2016/16780 E. , 2020/3899 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu belirtilerek, davacının çekişmeli bölümün babasından kalan taşınmaz olduğunu belirtmiş olması ve davacının başka kardeşlerinin de bulunması nedeniyle, çekişmeli bölümün davacıya ne şekilde intikal ettiğinin araştırılması, satış, bağış veya terekenin paylaşımı ya da miras payının devri şeklinde davacıya isabet etmiş ise davanın bulunduğu şekliyle devamı ile belirtilen eksikliklerin giderilmesi; aksi halde davacı, dava dilekçesinde tapu iptali ve kendi adına tescili isteminde bulunduğundan, üçünü kişilere karşı tek başına dava açama sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi düşünülmesi, davacıya intikal ettiğinin belirlemesi durumunda, dava tarihinden geriye doğru 20-30 yıllık hava fotoğraflarının yöntemince incelenmesi, yöntemince mera araştırması yapılarak çekişmeli taşınmazın evvelinin mera olup olmadığının ve zilyetlikle iktisaba elverişli yerlerden olup olmadığının tespit edilmesi ve belgesiz araştırması yapılması" gereğine ve ayrıca "mahkemece, davacı adına tesciline karar verilen bölümün tapu kaydının iptaline karar verilmemiş olmasının isabetsizliğine” değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 06.06.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlik yoluyla kazanım koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur. Yargıtay bozma ilamında çekişmeli
taşınmazın davacının babasından kaldığının söylenmesi nedeniyle, davacıya nasıl intikal ettiğinin tespit edilmesi; taşınmaz bölümünün satış, bağış veya terekenin paylaşımı ya da miras payının devri sonucunda davacıya intikal ettiğinin tespit edilmesi halinde davanın mevcut haliyle yürütülmesi, aksi halde davacının kendi adına tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmış olması nedeniyle, üçüncü kişiye karşı tek başına dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinin düşünülmesi istenildiği halde mahkemece çekişmeli taşınmazların davacıya nasıl intikal ettiği tespit edilmediği gibi yöntemince mera araştırması da yapılmamış, yerel bilirkişi ve tanığın soyut beyanlarıyla ve tek kişilik ve yetersiz ziraat bilirkişi raporuyla yetinilmiş olması nedeniyle bozma ilamının gereklerinin yerine getirildiğinden söz edilemeyeceği gibi bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak da karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece, öncelikle davacıya, taşınmazın babasından kendisine hangi yolla intikal ettiği hususu açıklattırılmalı; murisin sağlığında bağış, satış ya da mirasçılar arasında pay devri gibi hukuki yollarla davacıya geçmiş olduğunun kanıtlanamaması halinde, muris Vahap Aslan’ın 14.10.1985 tarihinde ölmüş olması nedeniyle terekesinin TMK"nın 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olacağı, elbirliği mülkiyetinde mirasçıların payları belli olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusu olduğu, terekeye tabi taşınmazlar üzerinde mirasçılar lehine kazandırıcı zamanaşımı hükümlerinin işlemeyeceği gözönüne alınarak, davacının davasının reddine karar verilmesi düşünülmeli; taşınmaz, geçerli bir hukuki nedenle tereke malı olmaktan çıkmış ise davanın esası yönünden değerlendirme yapılarak; taşınmazın bulunduğu bölgede kadastro tespitinden önce yetkili ve idari merciler tarafından 4753, 5618 ve 4342 sayılı Yasalar uyarınca mera tahsisi yapılıp yapılmadığı ilgili mercilerden sorulup saptanmalı; var ise mera tahsis kaydı ve dayanağı haritalar getirtilip uygulanmalı; dava konusu taşınmazın bu kaydın kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli; tahsis yok ise kadastro tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı tarihe ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edilmeli ve bundan sonra, davada yararı bulunmayan, yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, taşınmazın bulunduğu köy ve komşu köy halkından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, fen bilirkişisi ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek mahalli bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, geleneksel (kadim) biçimde mera olarak kullanılan yerlerden olup olmadığı, taşınmaz üzerinde davacının zilyetliğinin bulunup bulunmadığı, taşınmazın davacıya ne şekilde intikal ettiği ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; beyanları arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; mahkeme hakiminin, taşınmazın fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğu hususlarındaki gözlemi ayrıntılı şekilde keşif tutanağına geçirilmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini, kamu orta malı mera olup olmadığını ya da meradan açılıp açılmadığını, çekişmeli taşınmaz ile komşu taşınmazlar arasında toprak yapısı ve bitki örtüsü bakımından fark bulunup bulunmadığını açıklayan bilimsel verilere ve somut bulgulara dayalı, önceki raporları irdeler şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; rapora taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş, komşu taşınmaz ile aralarındaki sınırları gösterecek şekilde renkli fotoğraflarının eklenmesi istenilmeli; fen bilirkişisine, keşfi izlemeye ve yerel bilirkişi sözlerini denetlemeye elverişli, rapor ve kroki düzenlettirilmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla hava fotoğraflarının keşifte uygulanarak taşınmazın hava fotoğraflarının çekildiği tarihe göre kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığına ilişkin rapor alınmalı; dava konusu taşınmazın, kamu malı niteliğinde mera olduğu saptandığı
takdirde, bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaya göz önünde tutulmak suretiyle, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.