17. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/14221 Karar No: 2014/3013
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2012/14221 Esas 2014/3013 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2012/14221 E. , 2014/3013 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İcra Hukuk) Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, İcra Müdürlüğünün 2010/1766 sayılı takip dosyasından davacıya ait olan ve borçluya kiraladığı ev eşyalarının haczedildiğini belirterek İİK"nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir. Davalı alacaklı vekili, borçlu hakkında icra takipleri başladıktan sonra, davacı ile danışkılı kira sözleşmesinin düzenlendiğini yine haczin yapıldığı taşınmazında danışıklı olarak 3.kişiye satıldığını ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu haczin borçlunun ikametgah adresinde ve huzurunda yaplıdığından İİK"nun 97/a maddesindeki öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu yararına olduğu, aksinin davacı tarfından kesin ve güçlü delillerle ispatlanmadığından bahisle davanın reddine ve alacaklı lehine tazminata karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 3.kişinin İİK"nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı 3.kişi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davanın reddi üzerine teminat karşılığı takibin taliki kararı verildiğinden alacaklı lehine İİK"nun 97/13.maddesi uyarınca lehe tazminata hükmedilmesi yerinde ise de 02.07.2012 tarihili 6352 sayılı Yasa"nın 19.maddesi gereğinci İİK"nun 97/13.maddesindeki %40 oran %20 olarak değiştirilmiş ve anılan Yasa"nın Geçici 10.maddesine göre yasanın hemen uygulanacağı belirtilmiştir. Bu nedenle takip konusu alacaktan daha düşük olan hacizli mal değeri 8.050,00 TL üzerinden %20 oranında tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de hatalı olmuştur. 3-Kabule göre de, HUMK.’nun 389. maddesi uyarınca, hükmün taraflara yükletilen ödevlerin ve bahsedilen hakların hiçbir kuşku ve tereddütü gerektirmeyecek şekilde çok açık ve icra (infaz) edilebilir nitelikte olması gerekirken matrah belirtilmeden açık olmayan ve infazda duraksama uyandıracak şekilde karar verilmesi de hatalıdır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK"nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nin 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenle davacı 3.kişi vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 2.bendinde yer alan tazminatla ilgili ibarenin çıkartılmasına yerine "Dava değeri 8.050,00 TL üzerinden %20 oranında tazminat olarak belirlenen 1.610,00 TL nin davacıdan alınarak davalı alacaklıya verilmesine "ibaresinin yazılmasına hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 5.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.