17. Hukuk Dairesi 2016/5240 E. , 2019/1530 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı, davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 26.09.2013 tarihinde, ... - ... plakalı araçlar arasında çift taraflı trafik kazası yaşandığını, davacının ... plakalı araçta yolcu olarak bulunduğunu ve kazada ağır şekilde yaralandığını, olayda kusurun davalı ... nezdinde sigortalı olan ... plakalı araç sürücüsüne ait olduğunu, davacının kaza tarihi itibariyle Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü"nde memur olarak çalıştığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kabulü ile 112.964,08 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin (3) nolu bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c. maddesi, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır. Buna göre bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini kendiliğinden araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar. Bununla birlikte;Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların gerekçesi ile sonucunun tam bir uyum içinde ve hüküm fıkralarının da açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olması gerekir.
Eldeki dosyada; davacı vekili dava dilekçesinde kazada yaralanan müvekkili için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2000,00 TL geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı talebinde bulunduğu, aktüer raporunda hesaplanan davacının geçici ve sürekli iş göremezlik zararı toplamı 150.618,78 TL"nın, dava dışı sürücünün kusur oranı olan %75"ine tekabül eden kısmı 112.9164,08 TL üzerinden davayı ıslah ettiği, yerel Mahkemece de kısa kararda ve hüküm fıkrasında ıslah olunan söz konusu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verildiği halde, kararın gerekçesinde dosya kapsamı ve hüküm fıkrası ile çelişkiye neden olacak ve şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde, davacının geçici iş göremezlik dönemine ilişkin talebinin bulunmadığı, geçici iş göremezlik dönemi dışında kalan süreye ilişkin zararının 112.9164,08 TL olarak hesaplandığının yazılmış olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Kabule göre de, davacının kaza tarihinde Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünde memur olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; davacıya kazadan sonra geçici iş göremezlik (tedavi) süresi içerisinde varsa yapılan maaş ve ödemelerin ilgili Kurumlardan sorularak sonucuna göre aktüer raporu ile tazminatın belirlenmesinde gözönüne alınması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan, resen görülen nedenlerle ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 14/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.