Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/4458 Esas 2013/4819 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/4458
Karar No: 2013/4819
Karar Tarihi: 03.05.2013

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/4458 Esas 2013/4819 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2013/4458 E.  ,  2013/4819 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Davacı ..., Dağören Köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılmış olan taşınmaz bölümünün irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişisi raporunda (A) harfiyle gösterilen 3398 metrekare ve (B) harfiyle gösterilen 7493 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve davacı tanığı taşınmazın davacının babasından kaldığını beyan etmişler mahkemece de davacı yararına kazanma koşulları oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki; taşınmazın davacıya babasından nasıl intikal ettiğinin sorulup, saptanmaması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacının babasının ölü olduğu anlaşıldığına göre, terekesi TMK"nun 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar üzerinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, herbirinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. TMK"nun 702. maddesi gereğince tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Dava da bir tasarrufi işlem olup, kural olarak üçüncü kişilere karşı tüm mirasçıların birlikte dava açmaları gerekir. Davacı dava dilekçesinde, sadece kendi adına tescil isteğinde bulunmuştur. Bu nedenle terekeye dâhil bir taşınmaz için bir veya bir kaç mirasçının tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmamaktadır. Öyle ise, yeniden yapılacak keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre, murisinden gelen taşınmazın mirasçıları arasında ve tüm mirasçıların katılımıyla paylaşılıp paylaşılmadığının, paylaşım, satış, bağış yoluyla davacıya geçip geçmediğinin araştırılması, şayet, murisin terekesi mirasçıları arasında ve tüm mirasçıların katılımıyla paylaşıma tabi tutulmamış, taşınmaz paylaşım, satış veya bağış yoluyla davacıya intikal etmemiş ise, davacının terekeye dahil taşınmaz için tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve ehliyeti bulunmadığından kendi adına tescil istemiyle açmış olduğu davanın reddi gerekeceği düşünülmelidir. Taşınmazın belirtilen yollardan biriyle davacıya intikal etmiş olduğunun saptanması halinde hangi tarihte ve hangi nedenle tespit harici bırakıldığı sorulup, gerektiğinde buna göre de araştırma ve inceleme yapılıp, TMK.nın 713. maddesinde düzenlenen yasal ilanlar yaptırılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek doğrudan davanın esasına girilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 03.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.