13. Hukuk Dairesi 2015/30597 E. , 2018/2979 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, avukat davalılardan ... in vekilliğini üstlendiğini, davalılardan ..."ın haksız azli ve davalıların ... 18.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/3 E.sayılı dosyasında sulh olması sebebiyle Avukatlık Kanunun md. 174/2, md. 164/4., 164/son ve md. 165 gereği davacının hak kazandığı akdi vekalet ücreti ve karşı yan vekalet ücretinin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 7.500,00 TL akdi vekalet ücreti, 5.800,00-TL karşı yan vekalet ücreti olmak üzere toplam 13.300,00-TL vekalet ücreti alacağının faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkeme, davanın kısmen kabulü ile 1.200,00 TL’nin davalı ...’den tahsiline, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacı avukatın müvekkili ve diğer davalıların sulh olmaları nedeniyle hak kazandığı akdi ve karşı yan vekalet ücretinin tahsili istemine ilişkindir. Bir davada görev yapan avukat, vekil edeninden aralarındaki sözleşmeye göre kararlaştırılan miktarı, şayet ücret kararlaştırılmamış ise Avukatlık Kanununun 164/4 Maddesine göre özetle “değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari üret tarifelerinin altında olmamak koşulu ile davanın kazanılan bölümü üzerinden yüzde on ile yüzde yirmi arasında belirlenecek miktarı, şayet değeri para ile ölçülemeyecek işlerden ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenecek miktarı ücret olarak talep etmek hakkına sahip olduğu gibi, ayrıca yargılama sonunda haklı çıkılan kısım üzerinden hasma yüklenen vekalet ücretini de talep etmek hakkına sahiptir. Vekil eden, avukatına belirlenen bu iki kalem ücreti ödemekle yükümlü olup, Avukatlık Kanunun 165. Maddesinde ise; “Sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar” hükmü yer almaktadır.
Dairemiz yerleşik içtihatlarında da vurgulandığı üzere, avukat tarafından takip edilen dosyada tarafların sulh olmaları halinde vekil eden ile avukat arasında sözleşme bulunmaması, sözleşmedeki ücretin geçersiz olması halinde gerek vekil eden gerekse hasım, sulh olunan miktar, sulh olunan miktar belli değilse, mahkemece gerçek sulh olunan miktar araştırılarak bulunacak miktar, aksi takdirde dava veya icra takibine konu müddeabihin tamamı üzerinden Avukatlık Kanunu"nun 164/4.maddesine göre belirlenecek ücret nedeni ile vekil eden sorumlu sayılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde, davacının vekil edeni davalı ... ile vekil edenin hasmı diğer davalıların anlaşarak uyuşmazlığı sona erdirdikleri sabit olup, mahkemenin de kabulü bu yöndedir. İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/3 esas sayılı dosyasının 29.01.2014 tarihli celsesinin duruşma zaptında, davalı ...’in “...ben davalılar ile ...noterliğinde yapmış olduğumuz 2096 yevmiye sayılı sözleşme ile anlaştık, bu nedenle davalılar aleyhine açmış olduğum davamdan feragat ediyorum...” şeklinde beyanının bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, davalı ...’in feragat beyanında işaret ettiği sözleşme göz önünde bulundurularak tarafların sulh oldukları bedel belirlenmek suretiyle diğer davalılar ile birlikte sorumlu tutulmaları gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.