Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/8329 Esas 2019/4690 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8329
Karar No: 2019/4690
Karar Tarihi: 12.11.2019

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/8329 Esas 2019/4690 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalılar borç senedini imzalayarak borçlarını ödemeyince icra takibi başlatıldı. Davalılar itirazda bulundu ve takip durduruldu. Davacı vekili tedbir konulmasını ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etti. Mahkeme davalıların borçlarının olmadığına dair savunmalarını kanıtlayamadığı gerekçesiyle bazı davalıların itirazlarının iptaline karar verdi. Alacak miktarının bilinebilir, hesap edilebilir ve likit alacak olduğu kuşkusuz olduğundan, icra inkar tazminatı talebi haklı görüldü ve takdir edilen alacak tutarı üzerinden karar verilmesi gerektiği belirtildi. Kararın bozulması gerektiği sonucuna varıldı. Kanun maddeleri ise İİK'nin 67/2. maddesi olarak belirtildi, ancak açıklama yapılmadı.
23. Hukuk Dairesi         2016/8329 E.  ,  2019/4690 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    DAVALILAR :

    Taraflar arasındaki icra takibine itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı ... yönünden reddine, davalılar ... ve ... yönünden kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkili ile borçlu davalı üyeleri arasından borç senedi ile kredi borç sözleşmesini imzaladığını, borçlu olan davalıların borçlarını vadesi geldiği halde ödemeyerek temerrüde düştüklerini ve alacağın tahsili için Mazıdağı İcra Müdürlüğü"nün 2013/65 esas sayılı dosyası üzerinden icra takibinin başlatıldığını, davalıların süresi içinde takibin tamamına itiraz ettiklerini ve icra takibinin durdurulduğunu borçluların kötü niyetli olarak söz konusu takibe itiraz ettiklerini ileri sürerek mal varlıklarına tedbir konulmasını ve alacağın %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar, kooperatife borçlarının olmadığını savunarak davanın reddini talep etmişlerdir.
    Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalılardan ..."ın sözleşmeyi vekili Nusret ŞAN vasıtasıyla imzaladığı, buna ilişkin vekaletname örneğinin davacı Kooperatif" ten celp edildiği ve incelenmesinde, kefalete ilişkin vekile verilmiş bir yetkinin bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle işbu davanın davalı ... yönünden reddine ve diğer davalılar Turan ve Faysal yönlerinden ise, sözleşme ve borç senedindeki imzalara itiraz etmedikleri ve dile getirdikleri iddialarını ise kanıtlayamadıkları, davaya konu kredi borç sözleşmesinin 5661 sayılı yasa kapsamında kalmadığı gerekçesiyle 13.710,00 TL lik kredi borç senedine kapitalize edilen bina bağış vergisi ve destekleme fonu eklenmek suretiyle teknik bilirkişi tarafından hesaplanan 14.121,30 TL asıl alacak üzerinden davanın kısmen kabulü ile davalılar Faysal ve ... yönlerinden itirazlarının iptaline, yönetmelik ve genelgeler uyarınca takipte değişken olarak talep edilen faiz yönünden ise takip tarihi itibariyle faiz oranın %12 olduğundan bu oran üzerinden ve değişen (Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği"nce belirlenecek) oranlarda faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, alacaklı tarafından işlemiş faiz de eklenmek suretiyle talep edilen asıl alacak miktarının likit olmaması, kabul olan kısma oranı ve teknik bilirkişi tarafından hesaplanabildiği de gözönünde bulundurulduğunda icra inkar tazminatı talebinin ise koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, Genel Kredi Sözleşmesi ile eki olan Kredi Borç Senedinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Ancak, takip konusu alacak miktarının davalılar yönünden bilinebilir, hesap edilebilir, likit alacak niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Zira, kredi sözleşmesindeki miktar, vade tarihi ve faiz oranı bellidir. Bu durumda davalılar itirazlarında haksız olup Mahkemece dava konusu alacağın bu niteliği gözetilerek, yargılama sonunda itirazın haksızlığı belirlenen alacak tutarı üzerinden davacı yararına İİK" nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle bu istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.