Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3041
Karar No: 2022/4301
Karar Tarihi: 09.05.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/3041 Esas 2022/4301 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalının eşi olan müvekkilinin boşanma davasında kendisini vekil olarak temsil ettirdiği ve mahkemenin davalıdan karşı yan vekalet ücretinin alınarak kendisine verilmesine hükmettiği ancak sonrasında bu kararın kaldırıldığı ve davalının aldığı vekalet ücretini geri ödemediği için icra takibi başlattığını ancak davalının haksız itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini ve icra inkâr tazminatı talep etmiştir. Adalet Bakanlığı ise, ödenen vekalet ücretinin davalı tarafından müvekkil lehine hükmedildiği dikkate alınarak iadesi talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, karşı yan vekalet ücreti davalı tarafından tahsil edildiği gerekçesiyle davacının talebinin kabul edildiği ancak Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma talebi reddedilmiştir. İcra İflas Kanunu'nun 40. maddesi ilam hükmünün icra edilmesinden sonra Yargıtayca bozulması durumunda icranın tamamen veya kısmen eski hâline iade edilmesi için hükmü veren mahkemenin bozma kararına uyarak davanın tamamen veya kısmen reddine karar vermesi ve bu kararın kesinleşmiş olması gerektiğini belirtmektedir. Ayrıca, davacının isteminin İİK.nun 40. maddesi kapsamında değil, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı (BK.md.61) alacak istemi olduğu ve 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, mahkemenin karşı yan vekalet ücretinin tahsil edildiği gerekçesiyle davacının talebini kabul ettiği ve Adalet Bakanlığı'nın talebinin reddedildiği kararını kapsayan Yargıtay kararı kesinleşmiştir.
İcra İflas Kan
3. Hukuk Dairesi         2022/3041 E.  ,  2022/4301 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davanın kabulüne dair kesin olarak verilen hükmün Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istenilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalının eşinin vekili olduğunu, davalı tarafından aleyhine ... Aile Mahkemesi'nin 2016/51 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını, dava sonunda 10/07/2017 tarihinde tarafların boşanmasına ve davacı vekili lehine 1.980,00-TL vekalet ücretine hükmedildiğini, davalı tarafından toplam 2.850 TL vekalet ücreti alacağının kendisinden tahsil edildiğini, boşanma kararının taraflarca istinaf edildiğini, istinaf incelemesi neticesinde ... Aile Mahkemesinin 2016/51 Esas sayılı kararının Ankara Bölge Adliyesi 2. Hukuk Dairesi 2017/2250 Esas ve 2019/57 Karar sayılı kararı ile kaldırıldığını ve davanın reddine karar verildiğini, kararın kesinleşmiş olduğunu, davalıya karşı vekalet ücreti olarak ödemiş olduğu bedelin iadesini istediğini, davalının ödeme talebini kabul etmediğini, bunun üzerine icra takibi başlattığını, davalının kötü niyetli olarak takibi uzatmak amacıyla itiraz ettiğini, davalının avukat olup ortadan kaldırılan mahkeme kararı gereği tahsil ettiği karşı vekalet ücretini iade etmesi gerektiğini bildiğini, davalının davacıya ne kadar borçlu olduğunu da bildiğini, alacağın likit olduğunu belirterek; borçlunun haksız itirazının iptali ile ... İcra Müdürlüğünün 2019/3871 Esas sayılı dosyasının 1.980,00 TL üzerinden devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, söz konusu vekalet ücretinin müvekkili lehine hükmedildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, ... Aile Mahkemesinin 2016/51 Esas sayılı dosyasının Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin kararı ile ortadan kaldırıldığı, olayda davalı tarafından 1.980 TL nin tahsil edildiği, alacağın likit olduğu, davalının borcu olduğunu bildiği halde takibe itiraz ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne,... İcra Müdürlüğü 2019/7832 Esas sayılı
    dosyasındaki davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına, alacağın likit olması ve yargılama neticesinde davalının haksızlığının ortaya çıkması sebebiyle takip alacağının %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
    Adalet Bakanlığının 07/04/2022 tarihli yazısında; icra takibinin, ilamda hükmedilen vekalet ücreti alacağına ilişkin olduğu ve vekalet ücretinin taraf lehine hükmedildiği dikkate alınarak, dayanak ilamda taraf olmayıp, müvekkili adına vekaleten işgören kişi konumunda olan davalı hakkında haksız ödendiği belirlenen paranın iadesi talep edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulü yönünde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
    Dava, davalı vekil tarafından takibi yapılan dava dosyasında hükmedilen karşı yan vekalet ücretinin kararın ortadan kalkması nedeniyle iadesi için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, davacı tarafından ödenen karşı yan vekalet ücretinin mahkeme kararının kalkması ile davalı tarafından iadesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
    2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 40 ıncı maddesi; Bir ilâmın bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya temyizen bozulması icra muamelelerini olduğu yerde durdurur.
    Bir ilâm hükmü icra edildikten sonra bölge adliye mahkemesince kaldırılır veya yeniden esas hakkında karar verilir ya da Yargıtayca bozulup da aleyhine icra takibi yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir ilâmla tahakkuk ederse, ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski hâline iade olunur.
    Ancak üçüncü şahısların hüsnü niyetle kazandıkları haklara halel gelmez.” hükmünü içermektedir.
    Buna göre, bir ilam hükmü tamamen icra edildikten sonra Yargıtayca bozulursa, icra hemen eski hâline iade edilmez. Bunun için, hükmü veren mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyarak davanın tamamen (veya kısmen) reddine karar vermesi ve bu ret kararının kesinleşmiş olması gerekir. Mahkemenin bozma kararına uyarak davanın tamamen veya kısmen reddine karar vermesi ve bu ret kararının kesinleşmesi üzerine borçlu, icra dairesinden (daha önce yapılmış olan ilamlı icra takibi dosyası üzerinden) icranın tamamen veya kısmen eski hâline iade edilmesini isteyebilir. İcranın eski hâline iade edilebilmesi için borçlunun bir ilamlı icra takibi yapmasına ve alacaklıya icra emri gönderilmesine gerek yoktur.
    Ancak dava dosyasının incelenmesinde; karşı yan vekalet ücreti için yapılan ödemelerin icra dosyasına yapılmadığı, davalı vekile haricen makbuz karşılığı ödendiği anlaşılmaktadır.
    Kural olarak olayları izah taraflara, uyuşmazlığa uygulanacak hukuki kuralları belirlemek ve hukuki nitelemede bulunmak Hakim'e ait bir görevdir.
    Böylece davacının istemi İİK.nun 40. maddesi kapsamında değil, sebebi ortadan kalkan bir ödemenin iadesi yönünde sebepsiz zenginleşmeye dayalı (BK.md.61) alacak istemi olup, 1 ve 10 yıllık zamanaşımına (BK.md.66) tabidir. Buna talep yönünden hak düşürücü bir süre yasada öngörülmemiştir.
    O halde İİK.nun 40. maddesi kapsamında
    ödemenin iadesi ile gerçekleşmediğine göre davacı sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak dava açmıştır.
    Yukarıda yapılan düzenlemeler ışığında somut olayın değerlendirilmesinde; 25.01.2016 tarihinde davacının eşi ve davalının müvvekilinin boşanma davası açtığı, 10.07.2017 tarihinde davanın kabulü ve davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifesine göre 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, 15.01.2019 tarihinde Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verildiği, bu kararın davacı vekiline 19.02.2019 tarihinde, davalı vekiline ise 11.02.2019 tarihinde tebliğ edildiği, 21.02.2019 tarihinde davacı ve davalının temyizden feragat ettiği, kararın ise, 06.03.2019 tarihinde kesinleştiği, davalı tarafında kabulünde olduğu üzere haricen davalıya 02.08.2018 tarihinde 1.500,00-TL, 19.09.2018 tarihinde 650,00-TL ve 16.10.2018 tarihinde 700,00-TL makbuz karşılığı ödeme yapıldığı ve en son ödeme yapılan 16.10.2018 tarihli makbuzda “karşı yan vekalet ücreti kalmamıştır” şeklinde not yazıldığı, söz konusu ödemelerin icra dosyasına yapılmadığı ve karşı yan vekalet ücretinin tahsili için takip başlatılmadığı, karşı yan vekalet ücretinin haricen tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, karşı yan vekalet ücretinin davalı tarafından tahsil edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Yasalara mutlak şekilde muhalefet edilmedikçe kanun yararına bozma kararı verilemez. O halde mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına bozma talebinin reddi gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dava dosyasının mahalline iade edilmek üzere Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 09.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi