21. Ceza Dairesi 2015/399 E. , 2015/733 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
I-Sanık ... hakkında verilen karara yönelik, müdafiinin temyiz itirazının incelenmesinde:
Sanığın yokluğunda verilip,17.09.2010 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmün, sanık müdafii tarafından 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK" nun 310/1. maddesinde belirlenen bir haftalık yasal süresi geçtikten sonra 29.09.2010 havale tarihli yapmış olduğu vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK" nun 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,
II-Sanık ... hakkında verilen karara yönelik, sanık ve müdafiinin temyiz itirazının incelenmesine gelince:
1-Sanığın, ... isimli şahsa ait bilgileri içeren ve üzerinde diğer sanık ..."in fotoğrafı bulunan nüfus cüzdanı ve sürücü belgesi düzenleyerek diğer sanığa verdiğinin iddia olunması, suça konu belgelerin aynı gün sanık ..."ın üzerinde ele geçirilmesi, sanığın suçlamayı kabul etmemesi karşısında; sanık ..."ın soyut beyanı dışında sanığın mahkumiyetine yeterli kesin, somut ve her türlü şüpheden uzak delil elde edilemediği gözetilmeden, beraati yerine yetersiz gerekçelerle mahkumiyetine hükmolunması,
2-Kabule göre de;
a- Aynı kişiye ait bilgilere haiz olan nüfus cüzdanı ve sürücü belgesinin aynı anda ele geçmesi, sanık ...."ın belgelerin sanık tarafından aynı gün kendisine teslim edildiğini savunması karşısında; belgelerin faklı tarihlerde düzenlendiğine dair delil bulunmadığı cihetle; tek bir resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması gerektiği ve birden çok sahte belgenin düzenlenmesi olgusunun 5237 sayılı TCK’nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesi sırasında nazara alınabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde her belge için ayrı ayrı ceza tayini,
b-5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine, maddede sayılan diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,Yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gerekeni 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, bozmanın 2. maddesinin temyizi reddedilen sanık ..."e teşmiline, 05.05.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Sayın çoğunluk ile aramızdaki görüş ayrılığı; sanık ... hakkındaki bozma kararının temyiz süresini kaçırdığı için temyiz başvurusu incelenemeyen diğer sanık ...’e sirayet edip etmeyeceği hususuna yöneliktir.
Sanık ... hakkında; üzerinde sanık ...’in resminin bulunduğu “...” isimli şahsa ait kimlik bilgilerini içeren nüfus cüzdanı ve sürücü belgesini düzenlemek, sanık ... hakkında ise sanık...tarafından hazırlanan üzerinde kendi fotoğrafı bulunan bu belgeleri kullanmak suçlarından her belge için ayrı ayrı olmak üzere ikişer kez resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmaları talep edilmiş ve mahkemece sanıklar hakkında aynı iddianamedeki talep gibi ikişer kez cezalandırılmalarına dair hüküm her iki sanık tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Dairemizce yapılan temyiz incelemesinde; sanık ...’in temyizinin süresinden sonra olması nedeniyle başvurusunun reddine, diğer sanık ...’un ise öncelikle suça konu sahte sürücü belgesi ve nüfus cüzdanını düzenleyerek sanık ...’e verdiğine dair adı geçen sanık ...’in atfı cürmü dışında mahkumiyetine dair kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından dolayı beraatına karar verilmesi gerektiğinden, kabule göre de aynı kişiye ait sürücü belgesi ve nüfus cüzdanının aynı anda ele geçirilmesi ve farklı tarihlerde düzenlendiğine dair dosyaya yansıyan somut bir delil bulunmadığından tek bir resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğinden bozulmasına karar verilmiştir.
“Hükmün Bozulmasının Diğer Sanıklara Etkisi” başlıklı 5320 sayılı Yasanın 8/1. Maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 325. Maddesindeki; “Hüküm, cezanın tatbikatında kanuna muhalefet edilmesinden dolayı maznun lehine olarak bozulmuşsa ve bozulan cihetlerin temyiz talebinde bulunamamış olan diğer maznunlara da tatbikî kabil olursa bu maznunlar dahi temyiz talebinde bulunmuşçasına hükmün bozulmasından istifade ederler.” Şeklindeki düzenleme ile Yasa koyucu sanıklar arasında adaleti sağlamak ve karşıt hükümler arasındaki çatışmayı önlemek için, bozma kararından kararı temyiz etmemiş olan sanığın da faydalandırılmasını öngörmüştür. Ancak, kararı temyiz etmeyen sanığın her lehe bozmadan değil, cezanın uygulanmasından doğan bozmalardan yararlanması olanaklıdır.
Buna göre, bozmanın sirayetinde; yerel mahkeme hükmü, temyiz etmeyen sanık yönünden bozulmamakta, CMUY’un 325. maddesi uyarınca sanık, bozma kararının sonucundan yararlandırılmaktadır. Bu nedenle, bozmadan yararlandırmanın kabulü için, bozma kararına uyulması zorunludur. Önceki kararda direnilmesi halinde, sirayetten söz edilemez.1
Bu bağlamda; sanık ... yönünden her ne kadar bozma ilamının ikinci bendinde “kabule göre” bozma sebepleri yapılmış ise de; mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi halinde öncelikle bozma ilamının birinci bendindeki sanığın mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığına dair bozma düşüncesi uyarınca delil yetersizliğinden beraatına karar vermek dışında yapabileceği bir şey yoktur.
Sanık ... hakkında “delil yetersizliği nedeniyle beraat etmesi gerektiğine” dair bozma 1412 sayılı CMUK.nun 325. Maddesinde belirtilen hükmün cezanın tatbikatında kanuna muhalefet edilmesine dair bir bozma değildir. Bu nedenle adına sahte sürücü belgesi ve nüfus cüzdanı oluşturulan ve bunları kullanırken üzerinde yakalanan sanık ...’e bu bozmanın sirayeti mümkün olmadığı gibi sadece kararı veren mahkemeye hükümde yaptığı hatayı gösterme amacı dışında bir anlamı olmayan “kabule göre” başlıklı ikinci maddenin (a) bendindeki eylemin tek suçu oluşturduğuna dair bozmanın da sirayeti mümkün olmayacaktır.
Bu nedenlerle; sayın çoğunluğun “…bozmanın 2.maddesinin temyizi reddedilen sanık ...’e teşmiline” dair düşüncesine katılmamaktayım.