Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2394
Karar No: 2022/4295
Karar Tarihi: 09.05.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/2394 Esas 2022/4295 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme davacının satın almış olduğu devremülk nedeniyle ödediği aylık 100-USD aidatın fazla olduğunu düşündüğünü, bunun için tüketici hakem heyetine başvurduğunu ancak talebinin reddedildiğini, bunun üzerine hakem heyeti kararının iptali için dava açtığını belirtmiştir. Mahkeme başvurunun reddine karar vermiştir ancak Adalet Bakanlığı kanun yararına bozma talebinde bulunmuştur. Bakanlık, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamına girdiğini, davacının tüketici sıfatını taşıdığını ve davalının satıcı-sağlayıcı olduğunu belirtmiştir. Mahkemenin yazılı şekilde karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek kararın kanun yararına bozulması talep edilmiştir. Kanun maddelerine göre, tüketici ticari veya mesleki olmayan bir amaçla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder. Devremülk sözleşmesi kapsamında istenilen aidat bedeline ilişkin uyuşmazlığın tüketici hakem heyetinin görevi kapsamına girdiği belirtilmiştir. Yasa kapsamında kalmak için, söz konusu işlemde ticari işlem niteliği taşımadığı, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığı vurgulanmıştır. Kanunun 73. maddesi gereği, bu tür uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemelerinde görülmesi gerektiği ifade edilmiştir.
3. Hukuk Dairesi         2022/2394 E.  ,  2022/4295 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki hakem heyeti kararına itiraz davasının mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davanın reddine dair kesin olarak verilen hükmün Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istenilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, satın almış olduğu devremülk nedeniyle aylık 100-USD aidat ödediğini, Cumhurbaşkanlığı'nın 85 nolu kararı ile döviz cinsinden sözleşmeler ile ilgili düzenleme yapıldığını, davacının kendisinden fazla aidat aldığını, firmaya buna ilişkin ihtar gönderdiğini, ancak halen cevap alamadığını, bunun düzeltilmesi için hakem heyetine başvurduğunu, ancak talebinin reddedildiği belirterek hakem heyeti kararının iptalini talep etmiştir.
    Davalı, davacıya devremülkün teslim edildiğini, davacı tarafça devremülkten yararlanıldığını, sözleşmeye göre aidat ücretinin artırılabileceğini, hakem heyeti kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davacının davalı şirketten satın almış olduğu devre mülk nedeniyle talep edilen aidat ücretinin fazla olduğu gerekçesiyle indirimi için tüketici hakem heyetine başvurduğu, aidat ücretinin Kat Mülkiyeti Kanunu'ndan kaynaklandığı, bu haliyle söz konusu uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görev alanına girdiği, taraflar arasında tüketici sözleşmesi olmadığı, Tüketici Hakem Heyetinin görevli olmadığı gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmesi gerekirken başka nedenle reddine karar verildiği, 6502 sayılı yasanın 70/4. Maddesi uyarınca gerekçenin düzeltilebileceği, tüketici hakem heyeti kararının sonuç itibariyle doğru olması nedeniyle açılan davanın reddine, İlkadım Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığınca verilen 09/03/2020 tarih 093120200000954 sayılı kararının gerekçe bölümündeki "...Şikayet edilen tarafından devremülk sözleşmesi kapsamında taşınmazın birden fazla kullanıldığı ve devam eden dönemlerde aidat ödendiği, sözleşmenin 6. Madde hükmünün haksız şart olarak kabul edilemeyeceği, şikayet olunan tarafından talep edilen bedelin USD cinsinden değil, TL cinsinden talep edildiği, sözleşmede geçen 100 USD'nin hesaplamaya esas alınacak bir kat sayı olmadığı, şikayet edilen tarafından talep edilen ortak gider aidatının hakkaniyete ve sözleşmeye uygun olduğu görülmekle, takdir sayın Hakem Heyetine ait olma kaydıyla şikayettin reddi gerektiği kanaati hasıl olmuştur, açıklanan nedenlerle tüketici talebinin yerinde olmadığı mütalaa edilmiştir" bölümünün çıkarılarak yerine “ Davacı, davalı şirketten satın almış olduğu devre mülk nedeniyle talep edilen aidat ücretinin fazla olduğu, bunun indirimi için tüketici hakem heyetine başvurduğu, aidat ücretinin Kat Mülkiyeti Kanunu'ndan kaynaklandığı, bu haliyle söz konusu uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görev alanına girdiği anlaşılmakla taraflar arasında tüketici sözleşmesi olmaması nedeniyle Tüketici Hakem Heyetinin görevli olmaması nedeniyle başvurunun bu nedenle reddine" ibarelerinin eklenerek kararın gerekçesinin düzeltilerek onanmasına, karar verilmiştir.
    Adalet Bakanlığının 18/03/2022 tarihli yazısında; konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamına alınmış olduğu, davanın taraflar arasındaki hukuki ilişkinin devre mülk sözleşmesinden kaynaklandığı, davacının 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendi gereğince tüketici sıfatını taşıdığı, davalının aynı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi uyarınca satıcı-sağlayıcı olması nedeniyle, mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
    Dava, tüketici hakem heyeti kararının iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, devremülk sözleşmesi kapsamında istenilen aidat bedeline ilişkin uyuşmazlığın tüketici hakem heyetinin görevi kapsamına girip girmediği noktasında toplanmaktadır.
    6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3.maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
    6502 sayılı yasanın 73. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
    Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. 6502 sayılı kanunun 3. Maddesine göre tatil amaçlı satışların da yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Ancak her alıcının tüketici olarak kabulü mümkün değildir. Yasanın lafzından da anlaşıldığı üzere, tüketici olarak kabul edilmenin ilk koşulu, ticari veya mesleki olmayan bir amaçla hareket edilmiş olmasıdır. Böyle olunca, bir malı olduğu gibi ya da işleyerek bir başkasına satanlar, çıkar karşılığı devretmek üzere satın alanlar, yine bir mal veya hizmeti mesleki veya ticari amaçlarla satın alanlar tüketici sayılamayacaklardır. Burada mal herhangi bir şekilde ticari hayata geri dönmektedir.
    Öyle ise; bir mal veya hizmeti, kişisel ihtiyaçları dışında, belirli bir meslek icrası, belirli bir üretimde kullanma, yeniden satış, ticari olarak kullanma vs. gibi mesleki veya ticari amaçlarla satın alanların tüketici kabul edilmeyecekleri kuşkusuzdur. Somut uyuşmazlıkta, davacının devre mülk satın aldığı, devremülkün aidatın kaynaklı uyuşmazlığın doğduğu, bu işlemin tüketici işlemi olduğu, ticari işlem niteliğinde olmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.
    O halde mahkemece, yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda davacının tüketici olduğu ve söz konusu talebin tüketici hakem heyetinin görev alanına girdiği gözetilerek işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğundan Adalet Bakanlığı’nın bu yöne ilişen kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma talebinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca gereği yapılmak üzere bozma kararının bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 09.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi