15. Hukuk Dairesi 2016/2083 E. , 2017/3996 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından duruşma istenmiş ise de davetiye masrafı bulunmadığından duruşma isteğinin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili istemiyle açılmış, mahkemece davanın reddine dair verilen hüküm, davacı vekilince temyiz olunmuştur.
Davacı vekili, müvekkili yüklenicinin davalıya ait inşaat işinde çalıştıklarını, ancak ödemenin yapılmadığını, ... 29. İcra Müdürlüğü"nün 2007/14410 Esas sayılı dosyada yazılı belgeye dayanarak 39.800,00 TL alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 41.468,32 TL üzerinden takip başlattıklarını, haksız yere itiraz edildiğini, borç ikrarını içeren belgeye dayalı olarak alacaklarının tespiti ile şimdilik 10.000,00 TL"nin tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının bahsedilen inşaat işinde çalışmadığını, sözleşmesinin bulunmadığını, davacıya böyle bir belge vermediklerini, borçlarının olmadığını, davacının yapmış olduğu takibin de yetki yönünden ret ile sonuçlandığını, davanın usulden reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının sunduğu belgenin kime,neyle ilgili ve ne için verildiğinin anlaşılmadığından bahisle, belgenin yazılı delil başlangıcı kabul edilip, dinlenen tanık beyanlarına göre, alacağın varlığının tam olarak kanıtlanamadığı ve yemin hakkının da kullanmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacının dayandığı belge adiyen yazılmış olmakla birlikte davalı tarafça imzası ve içeriği inkâr edilmemiştir. Davalı vekili işin ... ile ... arasında anlaşma olduğunu, müvekkiliyle bilgisi olmadığını, Kutbettin"e de iş bedelinin ödendiğini, esasında Kutbettin"in iş bedelin tahsil etmesine rağmen işçilere ödemediği paraların müvekkilinden almak istendiğini, davacıyla akdî ilişkinin mevcut olmadığını bildirmiştir. Mahkemece belgenin adiyen düzenlendiği ve yazılı delil başlangıcı olduğu gerekçesiyle dinlenen tanık ifadelerine göre, alacağın varlığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle dava
reddedilmişse de, davaya konu belgenin davacı elinde olduğu dosya kapsamıyla anlaşılmaktadır. Davaya dayanak yapılan belge davacının elinde olduğuna göre, karine davacının lehine olup, davalının bunun aksini yasal delillerle kanıtlamalıdır. Ne var ki, davalı bunun aksini kanıtlayan bir delil sunmamıştır. Yazılı belgenin aksi ancak yazılı bir belgeyle kanıtlanmalıdır. Davalı tarafından inkâr olunmayan bu belgede bakiye alacak 39.800,00 TL olarak açıklanmıştır. Belgenin davacının elinde bulunması nedeniyle davacı ile davalı arasında akdî ilişkinin kurulduğu ve borç ikrarını havi bir belge niteliği olduğunda gözetildiğinde, davalı tarafından ödeme savunması da kanıtlanamamıştır. Ne var ki, davalı vekili cevap dilekçesinde "diğer deliller" demek suretiyle yemin deliline de dayandığından davacı tarafa yemin yöneltme hakkının bulunduğu hatırlatılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Bu hususlar gözetilmeden ve ispat külfeti ters çevrilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 16.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.