5. Ceza Dairesi 2015/6177 E. , 2019/11988 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli zimmet
HÜKÜM : Sanık ... hakkında mahkumiyet, diğer sanıklar hakkında beraat
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
1-Sanıklar ..., ... ve ... haklarında kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Olay tarihinde Bitlis İli Damızlık Manda Yetiştiricileri Birliği başkanı olan sanığın, 29/12/2011 tarihi ve öncesinde koruma ve gözetimi ile yükümlü olduğu damızlık hayvan yetiştiriciliği birliği hesabına büyükbaş hayvan sahiplerine ödenmek üzere yatırılan 868.000 TL parayı birliği diğer temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulu üyelerinden Veysi Demir"e ait açığa atılan imza üzerindeki belgenin üzerini sonradan doldurmak ve ..."e ait imzayı ise sahte olarak atmak suretiyle oluşturduğu talep yazısına istinaden bankadan çekerek kendi şahsi hesabına aktarma biçiminde gerçekleştirdiği eyleminin nitelikli zimmet suçunu oluşturduğu kabul edilerek bu suçtan mahkumiyetine karar verilmiş ise de; Sanığın yönetim kurulu başkanı olduğu damızlık hayvan yetiştiriciliği birliklerinin konusu itibarıyla suç tarihi öncesinde 10/03/2001 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 4631 sayılı Hayvan Islahı Kanunu, suç tarihinde ise 13/06/2010 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu hükümlerine tabi olduğu, damızlık hayvan yetiştiriciliği birlikleri hayvansal ürün üretmek amacıyla kurulmadıklarından bu birlikler hakkında 06/07/2004 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu hükümlerinin, bu kanunun kapsamı da dikkate alındığında, uygulanmasına imkan bulunmadığı, öte yandan 17/02/2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6589 sayılı Kanunun 6. maddesi değiştirilmeden önce ise söz konusu damızlık hayvan yetiştiriciliği birliğinin statüsünün 5996 sayılı Kanunun 10/6. maddesine göre organizasyon şeklinde tanımlandığı, ancak söz konusu Kanunun 10/6. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 20/03/2013 tarihli, 2012/76 Esas ve 2013/44 sayılı Kararında belirtilen ""... bu birliklerin kuruluşu, sona ermesi, temsili, yönetimi, fiil ehliyetini nasıl kullanacağı, tüzel kişiliğinin bulunup bulunmayacağı, haklara ve borçlara ehil olup olmayacağı konularında kanunla temel kurallar belirlenmeden bu hususların düzenlenmesi maddenin (15) numaralı fıkrasında yürütmenin düzenleyici işlemine bırakılması, anılan hususlarda kanun koyucunun yasal düzenleme yapmayıp bu hususların düzenlenmesini yürütmenin düzenleyici işlemine bırakması yasama yetkisinin devri sonucunu doğurduğu gibi yasal çerçevesi çizilmemiş alanda idareye her an değiştirilebilir nitelikte hukuksal tasarruflarda bulunma yetkisinin verilmiş olmasının hukuki belirlilik ilkesini de zedelemesi, hukukumuzda kendine özgü amaçları gerçekleştirmek için kanunla kurulan ve nitelikleri özel kanunlarında gösterilen “birlik” isimli yapılar bulunmakta ise de bu yapılarla ilgili genel bir yasal düzenleme bulunmadığından, kurala konu birliklerin hukuki statülerine ilişkin temel hususların belirli olduğunu söylemeye olanak bulunmadığı..."" şeklindeki gerekçelerle iptaline karar verildiği ve bu kararın 07/11/2014 tarihinde yürürlüğe girdiği, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonrasında da 5996 sayılı Kanunda 17/02/2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren ancak 07/11/2014 tarihinden itibaren geçerli olan 6589 sayılı Kanunla değişiklik yapılarak damızlık hayvan yetiştiriciliği birliklerinin yapısının yeniden düzenlendiği ve bu Kanun ile damızlık hayvan yetiştiriciliği birliğinin yönetim kurulu üyelerinin birliğin paraları üzerinde işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırılacaklarına dair hükmün 6589 sayılı Kanunun 6. maddesi ile 5996 sayılı Kanuna 10/E fıkrası olarak eklendiği, suç tarihinin de bu tarihlerden önce olması karşısında, damızlık hayvan yetiştiriciliği birliğinin tabi olduğu 08/04/2011 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Islah Amaçlı Hayvan Yetiştirici Birliklerinin Kurulması ve Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin 71. maddesinde ""Birlik ve Merkez Birliği hakkında, Kanun ve bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde ve vergi mevzuatı açısından 24/04/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu uygulanır"" şeklinde bir düzenleme bulunsa da 5237 sayılı TCK"nın 2/2. maddesi hükmü de nazara alındığında suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereği idarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamayacağından sanığın kamu görevlisi gibi cezalandırılmasının mümkün bulunmadığı, bu nedenle suç tarihi itibarıyla nitelikli zimmet suçunun oluşmadığının kabulü gerektiği, ancak damızlık hayvan yetiştiriciliği birliğinin mallarını idare etme yetkisinin gereği olarak tevdi edilen Bitlis İli Damızlık Manda Yetiştiricileri Birliğine ait parayı zilyetliğin devri amacı dışında kendisinin yararına olarak tasarrufta bulunmak şeklindeki eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
TCK"nın 53/1-d madde-fıkra-bendindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle yüklenen zimmet suçunu işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince hak ve yetkilerin kullanımının yasaklanmasına karar verilirken hangi hak ve yetkiye ilişkin olduğu gösterilmeksizin maddenin tümünü kapsayacak, infazda tereddüt oluşturacak ve ceza miktarını aşacak biçimde uygulama yapılması,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA 26/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.