17. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/15881 Karar No: 2014/2943
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/15881 Esas 2014/2943 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2013/15881 E. , 2014/2943 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ihtiyati tedbir haciz davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili, davalıların araçlarının karıştığı kaza sonucu davacıların desteğinin vefat ettiğini belirterek Hatice için 1.000 TL. maddi, 50.000 TL. manevi, .... için 30.000 TL. .... için 30.000 TL. manevi tazminatın davalılarda tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 22.5.2013 tarihli ara karar ile davalılara ait taşınmazların üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiş, karar davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun istinaf yoluna başvurulabilen kararlar başlıklı 341. maddesinin birinci fıkrasında ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulacağı öngörülmektedir. Yine aynı Kanunun temyiz edilemeyen kararlar başlıklı 362. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararların temyiz edilemeyeceği hüküm altına alınmaktadır. 6100 sayılı Yasaya eklenen Geçici 3. maddenin birinci fıkrası uyarınca bölge adliye mahkemeleri kuruluncaya kadar 1086 sayılı Yasanın temyize ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği öngörülmektedir. Bu durumda, temyiz incelemesinin yönteminin belirlenmesinde olduğu gibi temyize tabi kararların kapsamının belirlenmesinde de anılan kanun hükümlerinin gözetilmesi gerektiği açıktır. 1086 sayılı Yasanın temyize ilişkin hükümlerinin yer aldığı 427 ilâ 444. maddesi hükümleri gözetildiğinde; “geçici ihtiyati tedbir kararlarına karşı yapılan itirazların reddine” ilişkin kararların temyize tabi olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, bu tür kararların aleyhine temyiz yoluna başvurabileceğinin kabul edilmesi durumunda ise Yargıtay’ın yapacağı temyiz incelemesinin yönteminin ve vereceği karar sonucunun ne olacağı konusu açıkta kalacaktır. Çünkü, temyiz incelemesi sonucunda verilecek karar sonucu ile istinaf incelemesi sonucunda verilecek kararların nitelikleri farklılık arz etmektedir. 1086 sayılı Kanunun sadece temyize ilişkin hükümlerinin geçici olarak uygulama olanağı bulunmakta olup; ayrıca 6100 sayılı Yasaya göre de, bir geçici hukuki koruma müessesesi olan "ihtiyati tedbir kararları" hakkında bölge adliye mahkemeleri için öngörülen Kanun yolunun, yasal bir dayanak olmadan temyiz yolu şeklinde yorumlanması yasanın amacına ve müessesenin getiriliş gerekçelerine uygun bir sonuç olmayacaktır. Yukarıda belirtilen nedenlerle; davacının başvurusunun temyiz niteliğinde olmadığı ve istinaf mahkemeleri için öngörülen yasa yolunun bu aşamada uygulanamayacağından bahisle anılan temyiz talebinin reddine karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz isteminin kararın temyizi kabil olmaması nedeniyle REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 4.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.