14. Hukuk Dairesi 2012/7581 E. , 2012/8325 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 05.08.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davalılar ... ve ... davanın reddini savunmuş, davalı ... davayı kabul etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilerek 3769 sayılı parsel lehine 3770, 3781 ve 3782 sayılı parseller aleyhine geçit irtifakı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir
yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Somut olaya gelince, dosya içerisindeki tapu kayıtları, bilirkişi raporları ve krokinin incelenmesinde davacı taşınmazının batısındaki 3771 ve bu parselin güneyindeki 3780 ile 3779 sayılı parsellerin yüzölçümlerinin aleyhine geçit kurulmasına karar verilen diğer taşınmazların yüzölçümünden daha büyük oldukları anlaşılmaktadır.
Geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince batıdaki 3771, 3780 ve 3779 sayılı parsellerin uygun kısımlarından yeniden belirlenecek güzergahlardan geçit kurulup kurulmayacağı araştırılmalı, uygun görülen seçenekler üzerindeki parsellerin malikleri hakkında ayrı dava açılarak bu dosya ile birleştirilmeli veya usul ekonomisi gereğince harçlı dava dilekçesi ile davaya katılmaları sağlanarak taraf teşkili tamamlandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; geçit irtifakı kurulmasına ilişkin kararda bilirkişi tarafından belirtilen bedel yerine parsel numarasının geçit bedeli olarak depo ettirilmesi ve hatalı şekilde bu tutarın kararda belirtilmesi, ayrıca bilirkişilerin aleyhine geçit kurulan taşınmazların değerini 11,00 TL ve 30,00 TL olarak belirttikleri halde gerekçesi açıklanmadan 11,00 TL üzerinden taşınmazların metrekare değerinin belirlenmesi de yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 12.06.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.