10. Hukuk Dairesi 2020/9247 E. , 2021/9840 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2019/1816-2020/477
Davalılar :
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, davalı işverenlere ait işyerinde 02.01.1991- 12.11.2014 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığının tespitini talep etti.
II-CEVAP
Feri Müdahil SGK vekili cevap dilekçesini özetle; 6552 sayılı Yasanın 64 maddesi ve 7036 sayılı yasanın 4 maddesine göre Kurumun Feri Müdahil olarak davaya kabulunü, kurum yönünden hüküm kurulmamasını, davacının iddiasını yazılı belgeler bağlamında somut ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerektiğini” ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Tasfiye halindeki davalı şirketler tasfiye memuru ... 06/09/2018 tarihli cevap dilekçesini özetle; davalı şirketlerin sicilden terkin edilmiş olduğunu, uhdesinde şirket adına herhangi bir defter, bordro, ödeme belgesi, makbuz, bilgi yada kayıtların bulunmadığını, davacının iddia ettiği çalışmasının tarafınca bilinmesinin mümkün olmadığını, çalışmaya yönelik sadece tanık beyanları ile yetinilmemesi gerektiğini, davacının davasını yazılı belgeler kapsamında da ıspat etmesi gerektiğini, açılan davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile,
Davacının, davalı işverenlerden;
- ... Tarım Tic.San.A.Ş.ne ait 317186.35 sicil sayılı işyerinde; 04.02.1999 – 15.9.2002 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 1.302 gün çalıştığı, 93 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiği, 1.209 günlük çalışmasının bildirilmediği,
- ... İmal.İhr.San.Tic.Ltd.Şti.ne ait 1203271.35 sicil sayılı işyerinde; 16.9.2002 – 12.11.2004 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 777 gün çalıştığı, 23 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiği, 754 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediğinin TESPİTİNE,
Fazlaya ilişkin istemin reddine, , karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
... 9. İş Mahkemesi"nin 11.06.2019 tarih, 2018/379 Esas ve 2019/239 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekili ile fer"i müdahil SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermiştir..
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı ve feri müdahil Kurum vekilleri kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca, 01.10.2008 tarihi öncesi isteme ilişkin davanın yasal dayanağı mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79/10. ve 01.10.2008 tarihi sonrası isteme ilişkin davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleridir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesi uyarınca; "Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Aynı Kanun"un 294-301 maddelerinde ise mahkeme kararlarının nasıl olması gerektiği belirlenmiştir. Bu düzenlemelere göre Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Yine aynı Kanun"un 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükümleri öngörülmüş olup, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması, zorunludur.
Somut olayda; Mahkemece, gerekçesinde "... davacının 06.03.1995 tarihinden önceki dönemin hak düşürücü süreye uğradığı, davacının 06.03.1995 - 12.11.2004 tarihleri arasında davalı işverenler nezdinde çalışmalarının gerçek ve fiili olduğu sonuç ve kanaatine varılarak..", şeklindeki belirlemesine karşın hüküm fıkrasında; davacının davalı işverenlerden ... Tarım Tic.San.A.Ş.ne ait 317186.35 sicil sayılı işyerinde; 04.02.1999 – 15.9.2002 tarihleri arasında, ... İmal. İhr. San. Tic. Ltd. Şti."ne ait 1203271.35 sicil sayılı işyerinde; 16.9.2002 – 12.11.2004 tarihleri arasında çalıştığına, fazlaya ilişkin istemin reddine, şeklinde hüküm kurulması nedeniyle hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulmuştur.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan çelişkili ve infaza elverişli olmayacak şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ile feri müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün sair husular incelenmeksizin yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 07.07.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.