14. Ceza Dairesi Esas No: 2016/8130 Karar No: 2020/3759 Karar Tarihi: 07.10.2020
Cinsel taciz mağdurlar - - "e karşı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/8130 Esas 2020/3759 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülen bir cinsel taciz davasında sanığın, mağdurlar arasında yer alan bir kişiye yönelik suçu üst sınırı 2 yıl veya daha az hapis cezasını gerektirdiği için düşürülmüştür. Ancak diğer mağdurlara yönelik suçlardan dolayı sanığa ceza verilmiştir. Kararda, suçların zamanaşımına tabi olup olmadığına dair kanun maddelerine atıfta bulunulmuştur. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre cinsel taciz suçunun olağanüstü dava zamanaşımına tabi olduğu belirtilirken, suç tarihleri ve inceleme tarihi arasındaki sürenin aşıldığından bahsedilmiştir. Bu nedenle, sanık hakkında mağdurlara yönelik kurulan hükümler bozulmuş ve düşürülmüştür. Sonrasında Anayasa Mahkemesi’nin kararına istinaden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararda belirtilen kanun maddeleri; 5237 sayılı TCK’nın 105/1, 66/1-e, 67/4, 5320 sayılı Kanun’un 8/1, ve 1412 sayılı CMUK’un 321, 322/1 ile 5271 sayılı CMK’nın 223/8 maddeleridir.
14. Ceza Dairesi 2016/8130 E. , 2020/3759 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Cinsel taciz (mağdurlar ..., ..., ..."e karşı) HÜKÜM : Mahkumiyet (mağdur sayısınca)
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü: Mağdur ..."in kolluk ifadesinde olay tarihinde sanığın cinsel ilişki teklif edip, kolundan tutarak kendisine çekmeye çalıştığını belirtmesi, sanığın soruşturma beyanında mağdur ..."le değişik tarihlerde iki kez cinsel ilişkiye girdiklerini söylemesi ve mağdur ..."in ise kolluk ifadesinde, dere kenarında kendisiyle cinsel ilişki kurmak istediğini söyleyen sanığın kolundan tutarak suya girmesi için çektiğini bildirmesi karşısında sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçlarından zamanaşımı süresi içerisinde işlem yapılması mümkün görülmüş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 225/1. maddesinde yer alan, "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir" şeklindeki düzenleme nazara alındığında sanığın, mağdurlar ... ile Erdem"e yönelik eylemleri nedeniyle kurulan hükümlerin bozulması gerektiği yönündeki tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir. Sanık hakkında mağdurlar ..., ..."e yönelik cinsel taciz suçundan (mağdur sayısınca) kurulan hükümlerin incelenmesinde; Oluşa uygun kabule göre sanığın değişik tarihlerde mağdurlara yönelik eylemlerinin 5237 sayılı TCK"nın 105/1. maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçunu oluşturup, öngörülen cezanın üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 66/1-e, 67/4. maddelerinde belirtilen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımına tabi bulunduğu ve suç tarihleri ile inceleme günü arasında bu sürenin geçtiği anlaşıldığından, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri gereğince müsnet suçtan görülen kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, Sanık hakkında mağdur ..."a yönelik cinsel taciz suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince; Sanığın işlediği cinsel taciz suçunun üst sınırının iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektirmesi ve mahkemece mahkumiyet hükmü kurulmasının ardından 17.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nın 251. maddesindeki basit yargılama usulüne dair kanuni düzenlemeden sonra 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1/c bendine yönelik olarak 19.08.2020 günlü, 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas-2020/33 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa 7188 sayılı Kanunun 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, aynı bentte yer alan “basit yargılama usulü” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmesi karşısında, anılan karara istinaden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz talebi bu itibarla yerinde görüldüğünden, esası incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 07.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.