![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2019/9492
Karar No: 2022/2911
Karar Tarihi: 13.04.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/9492 Esas 2022/2911 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2019/9492 E. , 2022/2911 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal, tehdit
Hükümler : 1- Sanık hakkında mağdur ...'ye yönelik görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan TCK'nın 134/2, 43/1, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet
2- Sanık hakkında mağdur ...'a yönelik tehdit suçundan TCK'nın 106/1-1, 62, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet
Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal ve tehdit suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A) Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık ...'in, mağdur ... ile cinsel ilişkiye girdikleri ana ilişkin görüntüleri, 06.08.2012 tarihinde facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde yayımladığı ve postayla gönderdiği aynı görüntüleri içeren CD'nin de mağdurun eşine 16.08.2012 tarihinde ulaştığı gerekçesine dayalı olarak, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda mağdura ait özel görüntüleri ifşa eden sanık hakkında, TCK'nın 134/2, 43/1, 53/1. maddeleri gereğince zincirleme şekilde görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin yerel mahkemenin kabul ve uygulamasında dosya kapsamına göre bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın etkin pişmanlığını ifade etmesine rağmen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmemesinin isabetsiz olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
B) Tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre;
Kız arkadaşı ve hemşire olan Emine’nin kendisinden ayrılıp, 19.06.2012 tarihinde astsubay olan mağdur ... ile evlenmesini kabullenemeyen ve şöför olup, resmi olarak başkasıyla evli olan sanık ...’in, 18.07.2012 tarihinde mağdur ...’ın görev yaptığı askeri birliği arayarak, telefonla görüştüğü tanıklar Mesut ve üsteğmen Ali'ye, mağdur ...'a ileteceğini bilerek, namus meselesi olup, mağdur ...'ın imam nikahlı eşi olan ...'den boşanmadığı takdirde sorunun kanla çözüleceğine ve onu öldüreceğine dair tehdit içeren sözler söylediği iddiasına konu olayda;
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 106. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde düzenlenen “tehdit” suçuna ilişkin olduğu, tehdit suçu için TCK'nın 106. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde temel ceza miktarının “altı aydan iki yıla kadar hapis cezası” olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK'nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan “01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas - 2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas - 2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile “...kovuşturma evresine geçilmiş..., ...hükme bağlanmış...” ibarelerinin, aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;
Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; “mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, “Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabul ve uygulamaya göre de:
İncelenen dosyada; Dairemizin 14.06.2017 tarihli bozma ilamına uyularak, yargılama konusu suçun 6763 sayılı Kanun ile uzlaşma kapsamına alınması sebebiyle yerel mahkemece dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve Polatlı Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu tarafından uzlaştırmacı görevlendirilmesinin ardından, uzlaştırmacının sanık ... ve mağdur ...’a iadeli taahhütlü mektuplar göndererek, tarafları uzlaşmaya davet ettiği, sanık ...’in 31.10.2017 tarihli uzlaştırma bilgilendirme tutanağında uzlaşma teklifini kabul ettiğini beyanla tutanağı imzaladığı, mağdur ...’ın bilinen adresine gönderilen davet mektubunun adreste tanınmadığı gerekçesiyle iade edildiği ve mernis adresine gönderilen davet mektubundan da sonuç alınamadığı, açıklanan nedenlerle uzlaşmanın sağlanamadığına dair 11.12.2017 tarihli uzlaştırma raporunun düzenlendiği; ancak, mahkemenin, mağdur ...’ın bildirilen son adresi esas alınarak, eksikliklerin tamamlanmasını istemesi üzerine, uzlaştırmacı tarafından, mağdur ...’ın mahkemece bildirilen adresine ve Adıyaman’a taşındığını öğrenip, Adıyaman’daki adresine uzlaşma davet mektupları gönderildiği, bu sürecin sonunda ise; “…Gönderilen mektuba müştekiler iştirak etmemiştir. Telefonla görüşülmüş, uzlaşmak istemedikleri beyan edilmiş, fakat herhangi bir teklif müştekilerce imzalanmamıştır…” açıklamaları ile birlikte uzlaşmanın sağlanamadığına dair 10.12.2018 tarihli uzlaştırma raporunun düzenlendiği ve aynı tarihte uzlaştırma raporunun uzlaştırma bürosuna sunulduğu anlaşılmakla,
05.08.2017 tarihli ve 30145 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin “Uzlaşma teklifi” başlıklı 29. maddesindeki “Uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır. Bu işlem uzlaştırmacının, büroya başvurarak teklif formunu vermesi üzerine gerçekleştirilir.” şeklindeki 6. ve “Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez.” biçimindeki 7. fıkra hükümlerine göre, uzlaştırma teklifinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak uzlaştırma bürosunca yapılması gerektiği ve uzlaştırma işlemlerinin usulüne uygun olarak yerine getirilmediği gözetilmeksizin, yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.