
Esas No: 2014/16268
Karar No: 2015/21398
Karar Tarihi: 07.12.2015
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/16268 Esas 2015/21398 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-)Dava, 20.05.2010 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerden oluşan Kurum zararının rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Davanın yasal dayanakları; davalı işveren şirket yönünden 5510 sayılı Kanunun 21/1. ve üçüncü kişi diğer davalılar yönünden ise, 5510 sayılı Kanunun 21/4. maddeleridir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu” başlığını taşıyan 21’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, üçüncü kişinin sorumluluğunu düzenlemekte olup; buna göre, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilebilecektir.
İş kazası, meslek hastalığı ve hastalığın üçüncü kişinin kusuru sonucunda meydana gelmesi halinde rücu edilecek miktar ise; sigortalı ya da hak sahiplerine yapılan ödemelerin tümünün, bağlanacak gelirlerin ise başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının, kusur karşılığından oluşmaktadır.
Sigortalının iş kazası veya meslek hastalığına uğramasına birden çok kişinin birlikte kusurlarıyla sebebiyet vermeleri halinde; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61 ve 62. (818 sayılı Mülga Borçlar Kanununun 50 ve 51.) maddeleri uyarınca teselsül hükümlerine göre birlikte sorumlulukları söz konusu olacaktır. Bu halde, Türk Borçlar Kanunu’nun 62. maddesi uyarınca kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişinin diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkı baki kalmak koşuluyla, her bir sorumlu yönünden kusurlarına düşen miktar ayrılmaksızın teselsül kurallarına göre sorumluluklarına hükmedilmesi gerekmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, Mahkemece davalı üçüncü kişiler ... ve ... yönünden; 5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin 4. fıkrası uyarınca, hak sahiplerine bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirin yarısı 37.510,72TL’nin tüm davalılara atfedilen %100 kusur karşılığı hesaplanarak, anılan davalıların müteselsilen sorumlu olacağı tutarın belirlenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde eksik rücu alacağının hüküm altına alınması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının 1. bendinde yazılı bulunan “33.759,64TL” miktarının silinerek yerine, “37.510,72TL” miktarının yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.