Esas No: 2021/564
Karar No: 2021/1484
Karar Tarihi: 21.04.2021
Danıştay 13. Daire 2021/564 Esas 2021/1484 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2021/564
Karar No:2021/1484
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … tarih ve …-…-E…. sayılı, toplam 9.620.643,32-TL bedelli ödemeye çağrı mektubunun iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; ... A.Ş.'nin 21/12/1999 tarihinde Fona devredildiği, mudiler tarafından bu bankadaki mevduatlarının ... Off-Shore Ltd. Şti.'ye kanalize edildiği iddiasıyla davalar açıldığı, Fon'un banka hakim ortak ve yöneticilerinin usulsüz işlemleri nedeniyle mahkeme kararları sonucu 36 adette ödemek zorunda kaldığı toplam 9.122.810,98-TL'nin banka hakim ortak gerçek ve tüzel kişiler/tüzel kişi hakim ortaklarının kanuni temsilcilerinden, sorumluluğu bulunan banka yönetim kurulu üyeleri banka yöneticileri ve ... Off-Shore Ltd. Şti. hissedar ve yöneticilerine rücu edildiği, davacının ... Off-Shore Ltd. Şti.nin direktörler kurulu üyesi olması, yine bu şirketin hakim ortak tüzel kişileri olan şirketlerin yönetim kurulu başkanı/başkan vekili/üyesi olarak görev yapması nedeniyle, mükerrer 35. madde gereğince kamu alacağının asıl borçlunun mal varlığından tamamen ve kısmen tahsil edilememiş veya tahsil edilmeyeceğinin anlaşılmış olmasının tek koşul olarak anlaşılması gerektiği ileri sürülerek … tarih, … sayılı Fon Kurulu kararının alındığı, bu karar da dayanak alınarak davacıya dava konusu … tarih ve …-…-E…. sayılı, toplam 9.620.643,32-TL bedelli ödemeye çağrı mektubunun gönderildiği, ... Off-shore Ltd. Şti.'ye mudi paralarının toplanması ve toplanan bu paraların da ... A.Ş.'nin hakim ortaklarına aktarılmasının Ağustos 1999'dan Fona devir (21.12.1999) dönemine kadar devam ettiği ve davacının da kusurunun tespit edildiği belirtilse de; … tarih ve … sayılı murakıp raporunun "sorumlular" başlıklı; … tarih, … sayılı ... A.Ş. Teftiş Kurulu Başkanlığının soruşturma raporunun "sonuç" başlıklı ve Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulunun … tarih, … sayılı raporunun "sonuç" başlıklı kısmında sorumlu tutulan kişiler arasında davacının adının yer almadığı gibi davacının … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas-… karar, 19/10/2010 tarihli kararında "bankacılık kanunundan doğan zimmet suçu" nedeniyle yargılandığı ve hakkında "beraat" kararı verildiği, işbu kararın temyizi üzerine Yargıtay … Dairesinin … Esas, … Karar, … tarihli "onama" kararı ile kesinleştiği anlaşıldığından, davacının gerek ... Off-shore Ltd. Şti, gerekse ... A.Ş.'nin hakim ortak şirketlerinin idaresinde çalıştığı süreden, el koyma tarihine kadarki zaman diliminde davacının bankaya mevduat olarak yatırılan paraların ikinci bir işlemle ... Off-Shore hesaplarına aktarılmasında davacının hakim ortak temsilcisi olduğunun ve kusurunun bulunduğunun tespit ve ispat edilemediği, ayrıca açılan davalarda ödenen miktarın tamamının dönem ve şahıs ayırt etmeksizin davacıdan tahsiline yönelik olarak düzenlenen dava konusu ödemeye çağrı mektubunda hukuka uygunluk olmadığı gibi, Anayasa Mahkemesinin 6183 sayılı Yasanın Mükerrer 35. maddesi ile ilgili 19.03.2015 tarih ve 2014/144 E. ve 2015/29 K. sayılı iptal kararı dikkate alındığında davacının kanuni temsilci olarak da sorumlu tutulamayacağı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesi'nce verilen kararda; 01/07/2016-31/12/2016 tarihleri arasında ... Off-Shore Ltd. Şti. mudileri tarafından açılan davalar sonunda ödendiği öne sürülen 9.122.810,98-TL'nin, hesaplanan gecikme zammıyla birlikte 9.620.643,32-TL olarak davacıdan istenilmesine ait dava konusu ödemeye çağrı mektubunun düzenlendiği, davacının 16/12/1999 tarihinden itibaren ... Off-Shore Ltd.'de kanuni temsilci olduğundan bahisle sorumluluğuna gidildiği, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Bankalar Yeminli Murakıpları Kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenen … tarih ve … sayılı raporda, kendisine veya başkasına menfaat temin etmek amacıyla hile ve desiselerle tasarruf sahiplerinin mevduatlarının Kıbrıs'ta kurulmuş olan ... Off-Shore Ltd.'ye aktarılmasının sağlandığı, daha sonra bu mevduatların yurt dışında kurdurulmuş olunan firmalara kredi olarak verilmesini sağlayan kişilerin belirlendiği, off-shore mevduatı toplamak için ... A.Ş.'nin adının kullanıldığı, ... A.Ş. yönetimi tarafından şubelere baskılar yapıldığı, toplantılar ve eğitim çalışmaları düzenlenerek ve prim sistemi getirilerek yoğun şekilde off-shore'a mevduat toplanması yoluna gidildiği, yapılan baskılar sonucu off-shore mevduatın 80 milyon USD'yi aştığı, bu suretle gerçekleştirilen eylem ve fiillerin Türk Ceza Kanunu'nun 503. ve 504. maddeleri ile 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu'na aykırılık oluşturduğu tespit ve değerlendirmesinin yapıldığı, dolayısıyla ... Off-Shore Ltd. ismiyle kurulan off-shore bankasının, banka kaynaklarını kısa bir süre içerisinde bankanın hakim ortaklarına edindirmek amacıyla kurulduğundan, bu hususlara ilişkin yargı kararları, soruşturma raporları ve diğer tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilerek davacının sorumluluğunun kapsamının dolanlı işlem ve eylemlere katkısı bakımından ele alınması gerektiği, ancak davacı tarafından, borçlarından sorumlu tutulduğu şirkette hiç görev yapmadığı, bu gruba ait şirketlere iş başvurusu amacıyla verdiği birtakım belgelerin bilgisi dışında kanuni temsilci yapılmak amacıyla kullanıldığı, kendi imzasını taşıdığı söylenen belgelerdeki imzaların sahte olduğu iddia edildiğinden öncelikle bu iddiaların gerçekliğinin değerlendirilmesi kapsamında Dairelerinin E:2018/150 sayılı dosyadaki 24/01/2018 tarihli ara kararı ile, söz konusu belgelerde yer alan imzaların davacıya ait olup olmadığının Adli Tıp Kurumu nezdinde incelenmesine esas ve elverişli olmak üzere, davacının ... Off-Shore Ltd.'nin kanuni temsilcisi olarak şirket adına yaptığı tüm işlemlerin ıslak imzalı asılları, bu bağlamda, davacının ıslak imzasının bulunduğuyla sınırlı olmak üzere, söz konusu şirketin ilân edilen ve edilmeyen tüm yönetim kurulu kararları ile genel kurul kararları, yönetim kurulu karar defterleri, imza sirküleri, şirketin ve kanuni temsilcinin sorumluluğuna neden olarak gösterilebilecek talimat, kaşe, kayıt, özellikle "... Off-Shore Ltd. tarafından ... Bank (Nederland) N.V.'ye 14/01/2000 tarihinde, 210.000-USD havale yapılması"na ilişkin faks talimatının aslının davalı idareden istenildiği, ara kararına yanıt dilekçesinde, şirketle ilgili KKTC makamları nezdinde KKTC'de kurulmasına ait izin belgeleri dışında hiçbir bilgi ve belge olmadığı, asıl nitelikte bir belge teslim edilmediği, temin edilen birtakım fotokopi belgeler bulunduğu, gerekli görülmesi hâlinde asıl belgelerin KKTC makamlarından istenilmesi gerektiğinin belirtildiği, bunun üzerine 09/03/2018 ve 22/05/2018 tarihli ara kararları ile 09/05/2019, 20/11/2019 ve 14/07/2020 tarihli yazılarla imza tetkiki için gerekli olan belgelerin Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü aracılığıyla KKTC makamlarından istenildiği, ara kararına yanıt verilmediği gibi, belge de temin edilemediği, daha sonra, 24/01/2020 tarihli ara kararla, davalı idare tarafından dosyaya sunulan ve tamamı fotokopi olan belgeler dava konusu işleme esas alındığına göre, gelinen aşama itibarıyla bekleme ve makul yargılama süresinin aşıldığı gözetilip, işlemin dayanağı olarak davalı idarece kabul edilen davacının imzası bulunan fotokopi belgelerden "... Off-Shore Ltd. tarafından ... Bank (…) N.V.'ye 14/01/2000 tarihinde 210.000 USD tutarında havale yapılmasına ilişkin faks talimatı" ile davacıdan temin edilen imza aslının karşılaştırılıp, özdeşip özdeşmediğinin, davacının el ürünü olup olmadığının incelenmesi suretiyle hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu düzenlenmesinin Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığı İstanbul Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'nden istenildiği, düzenlenen 12/10/2020 tarihli Uzmanlık Raporu'nda, inceleme konusu belgenin asıl olmayıp fotokopi olduğu, davacıya ait imza hatlarının fotokopiden kaynaklı kısmen görünür olduğu, ancak imza detay unsurlarının tespite ve teşhise elverişli nitelikte net ve belirgin vaziyette bulunmadığı, oysa grafolojik incelemelerin belge asılları üzerinden yapılmasının esas olduğu, çünkü yazı/imza incelemesine esas alınan işleklik, baskı, presyon gibi karakteristik unsurların tespitinin fotokopi belgelerden mümkün olamayacağı, fotokopi belgelerde muhtemel montaj ve ilave gibi tahrifatları belirlemenin mümkün olmayacağı, o nedenle konu ile ilgili bir kanaate varılamadığı şeklinde görüşe yer verildiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30/05/2001 tarih ve E:2001/12-436, K:2001/467 ve 06/06/2001 tarih ve E:2001/12-466, K:2001/483 sayılı kararlarında benimsendiği gibi, herhangi bir belgedeki imza veya yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması, sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi sebeple farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesinin şart olduğu, dolayısıyla fotokopi belge üzerinde imza incelemesi yapılarak tanzim edilen rapora itibar edilemeyeceği, bu hâliyle Dairelerine sunulan rapor içeriğinin sözü edilen yargı kararlarıyla örtüştüğü, ayrıca Danıştay İkinci Dairesi'nin 31/01/2005 tarih ve E:2004/6213, K:2005/329 sayılı kararında, taraflar davalarını ispat yönünden, yargı yerleri önünde eşit seviyede olduklarından, davasını ispat külfetinin sadece bir tarafa yüklenmesinin mümkün olmadığı, somut bilgi ve belgeye dayandırılmaksızın tesis edilen dava konusu işlemde ispat külfetinin öncelikle olayda aktif durumda bulunan davalı idareye yükletilmesi gerekeceğinin vurgulandığı, yapılan bu değerlendirmeler ile belirtilen maddi ve hukukî durum karşısında, davacının ... Off-Shore Ltd. kanuni temsilcisi olduğunun hukuken geçerli somut bilgi ve belgelerle ortaya konulamaması, dosyaya sunulan ve davacının olduğu öne sürülen imzayı taşıyan faks talimatı üzerinden gerekli incelemenin yapılamaması, ayrıca banka kaynaklarının ... Off-Shore Ltd.'ne ve akabinde banka hâkim ortağı ve ilişkili şirketlere aktarılmasında/edindirilmesinde davacının rol oynadığının ve buna ilişkin işlemlere katıldığının, Banka çalışanlarını müşterilerini off-shore hesabı açtırmaları konusunda ikna etmeleri dışında, usulsüz işlemler yapmaya sevk edecek talimat ve telkinde bulunduğunun veya yol gösterdiğinin de açıkça ortaya konulması gerekmesine karşın, davacının kusurunun tespit edildiği belirtilen … tarih ve … sayılı murakıp raporunda davacının adının yer almaması, ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin E:… sayılı dava dosyasında davacının sanık olmaması karşısında, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının sonuç olarak hukuka uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin istinaf başvurusunun 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, bilirkişi raporu taraflarına tebliğ edilmeden, rapora karşı beyanda bulunma haklarının kullanımına izin verilmeden hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu, resmi senetteki sahtelik iddiasının görülmekte olan bir davada ön sorun olarak incelenemeyeceği, davacının ... Off-Shore Ltd. Şti.'de kanuni temsilci olduğunu gösterir belgelerin sahteliğinin davacı tarafından ispatı hâlinde imza sahteliği iddiasının dinlenebileceği, usulî müktesep hak ilkesine aykırı olarak karar verildiği, davacının 16/12/1999 tarihinde ... Off-Shore Ltd. direktörlüğünden istifa eden …'ın yerine direktör olarak atandığı, buna ilişkin olarak KKTC Başbakan Yardımcılığı Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanlığı Resmî Kabz Memurluğu ve Mukayyitlik Dairesi'nin … tarih ve … sayılı ile … tarih ve … sayılı yazılarının bulunduğu, davacının … Grubu şirketlerinde üst düzey yönetici olarak görev aldığı, denetim otoriteleri tarafından düzenlenen raporların, davacının ya da ... Off-Shore Ltd. Şti.'nin diğer kanuni temsilcilerinin sorumluluklarının tespiti amacıyla düzenlenmediği, kanuni temsilcinin sorumluluğunun objektif sorumluluk olduğu ve bu sorumluluğun ortaya konması için murakıp raporu vs. bir gereksinimin bulunmadığı, Fon'un … Ağır Ceza Mahkemesi'nin E: … sayılı dosyasından bağımsız olarak off-Shore ödemelerinden kaynaklı Fon alacağının tahsili amacıyla 5411 ve 6183 sayılı Kanunlardan kaynaklanan yetkilerini kullandığı, Danıştay'ın içtihat değişikliği ile off-shore işlemlerinin dolandırıcılık faaliyeti olduğunun hüküm altına alındığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 21/04/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.