20. Hukuk Dairesi 2017/1372 E. , 2018/875 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde, davalının ana gayrimenkul mal sahipleri ile yapılan sözleşme gereğince yüklenici firma olduğunu, aynı zamanda 449, 450, 451 nolu bağımsız bölümlerin maliki olduğunu, davalının mülkiyetinde bulunan bağımsız bölümleri tüm maliklerce kabul edilen vaziyet planı ve mimari projesine aykırı inşaat yaptığı bu şekilde komşu bağımsız bölüm maliklerinin manzarasını kapatarak çevre kirliliği oluşturduğunu, davalının maliki olduğu 449, 450, 451 nolu bağımsız bölümlerin olduğu blok yapı ve bu yapıya imar kanununa aykırı yapılan eklentilerin projesine aykırı yaptığı imalatların kaldırılması ve davalının eylemine son verilmesine, davalı tarafından bahçe duvarına yapılan müdahelenin men"ine karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 444 ada 2 parsel sayılı ana taşınmazda 449, 450 ve 451 nolu bağımsız bölümlerin projeye aykırılık teşkil eden çatı parapet üst kat ve asansör üstü kat ölçülerinin 02/12/2014 havale tarihli son bilirkişi raporunun 5. sayfasında belirtildiği şekilde onaylı mimari projeye uygun hale getirilmesine, 27/02/2004 tarih 2004-8/3 sayılı onaylı projeye aykırı olarak otopark ve yol olan alana Büyükçekmece Belediye Başkanlığının 22/10/2007 tarih ve 2007/62 ruhsat numarası ile yapılan yapının kal"i ile davalının ortak alana yaptığı müdahalenin meni"ne davalıya müdahalenin meni ve kal işlemleri için 30 günlük süre verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, müdahalenin meni ve eski hale getirme istemine ilişkindir.
Dosyada ki bilgi ve belgelerin incelenmesinde mahkemece 23/03/2015 tarihli karar duruşmasında sadece “davanın kabulüne” şeklinde hüküm kurulmak suretiyle hangi hususlar hakkında davanın kabulüne karar verildiğinin belirtilmemiş olduğu, bu şekilde tefhim olunun kısa karar ile gerekçeli kararın denetleme imkanının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde kısa kararın hangi hususlar hakkında kabul kararını içerdiğinin belirtilmemiş olması ve gerekçeli kararda davalının müdahalesinin menine ve eski hale getirilmesine karar verilen unsurların tek tek açıklanmayarak sadece 02/12/2014 havale tarihli rapora atıf yapmak sureti ile hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/02/2018 günü oybirliği ile karar verildi.